bugün
- hacda cesetlerin çöpe atılması14
- hacca gitmek çok mu önemli8
- sözlüğün en hanımefendi yazarı17
- anın görüntüsü9
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır9
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması9
- gideon reid morgan jj28
- arabaya temmuz zammı10
- ülkücülerin ülkeye katkıları23
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile11
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz14
- elazığ da sokakta çırılçıplak namaz kılan adam12
- sahip olunan ilk otomobil12
- kimseyle konuşmak istememek16
- 24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı11
- diyarbakırda şeriatçıların şubelere saldırması12
- galatasaray lobisi14
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi17
- güzellik algınızı tam karşılayan ünlü18
- hava grubu burçları9
- true'nin gay olması29
- yaşamak için geçerli sebepler11
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl20
- ismet gürbüz9
- kasap dükkanına saldıran koyun10
- kadınlar tipe bakmaz25
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı89
- ilim vs bilim11
- düğmeye basıldı silik olması an meselesi8
- namaz kılan tecavüzcü kılmayandan daha iyidir19
- kedimin boğazımı sıkması18
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar10
- hazal kaya10
- en nefret ettiğiniz ülke12
- paraya ihtiyacım var8
- müstakil eve asansör koymak10
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası12
- israil lübnan savaşı8
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz17
- köşeyi dönmek için yapılacaklar10
- erkek dediğin efendi olmalı10
- manyak olmaya karar verdim15
- sözlükte erkek sanılmak10
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam9
- samet akaydın21
- bir hatundan istemek9
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz31
psikiyatrist, psikoterapist ve yazar mustafa ulusoy'un sürekli içimizde barındırdığımız ama çoğu kez gerçekliğini umursamadığımız bazı olguları günyüzüne çıkardığı romanı.
önemli gördüğüm bir yerini aktarmam gerekirse:
--spoiler--
"varoluşçu psikoterapi ekolünden gelen terapistler, anlamsızlık, ölüm, yalnızlık ve seçme özgürlüğünün insanın en temel varoluşsal sorunları olduğunu ifade ediyorlar. ben ise, bunlara katılmakla birlikte, insanı en çok inciten, ruhunu daraltan temel acının insanın kendisini değersiz hissetmesi olduğu kanaatindeyim. aşk da işte tam burada devreye giriyor. kişiler kendilerini değerli hissetmek için zamanımızda en çok aşka sığınıyor ve aşkı bir kurtarıcı olarak görüyorlar. ilginç şekilde, bir kurtarıcı gibi sarınılan aşk, kendisinden bekleneni veremediğinden ve kesinlikle de veremeyeceğinden, temel bir insanî acıya dönüşüyor. özellikle terkedilen insanlar, ya da aşklarına karşılık bulamayanlar, veyahut kendilerine kimsenin âşık olmadığına inanan insanlar kendilerini değersiz hissetmeye başlıyorlar. bu yüzden, bu kitabın temel vurgularından biri aşkın insan için bir kurtarıcı olamayacağıdır. ne aşk insana yetiyor; ne de insan aşka.
aşk insanî bir durum. ve aşk iradî bir yaşantı değil. bir de bakıyorsunuz ki, aşık oluyorsunuz. kanaatimce, aşk insanın sevilmek ve değerli olmak istediğini, bu yönde büyük bir ihtiyacı olduğunu anlaması için yaratıcı tarafından verilmiş insanî bir yaşantı. her aşk düş kırıklığı ile biter. burada sanki, aşık olunca insandan beklenen, aşkın kaldıramayacağı kadar sevilme ve değerli hissetmeye insanın ihtiyacı olduğunu anlaması ve bunun yolunu aramasıdır. ama eğer aşka varoluşsal bir anlam yüklenirse, insan kendisini mutlak değerli hissetmesini aşka bağlarsa, işte o zaman aşk sadece bir yanılgı ve düş kırıklığıdır."
--spoiler--
önemli gördüğüm bir yerini aktarmam gerekirse:
--spoiler--
"varoluşçu psikoterapi ekolünden gelen terapistler, anlamsızlık, ölüm, yalnızlık ve seçme özgürlüğünün insanın en temel varoluşsal sorunları olduğunu ifade ediyorlar. ben ise, bunlara katılmakla birlikte, insanı en çok inciten, ruhunu daraltan temel acının insanın kendisini değersiz hissetmesi olduğu kanaatindeyim. aşk da işte tam burada devreye giriyor. kişiler kendilerini değerli hissetmek için zamanımızda en çok aşka sığınıyor ve aşkı bir kurtarıcı olarak görüyorlar. ilginç şekilde, bir kurtarıcı gibi sarınılan aşk, kendisinden bekleneni veremediğinden ve kesinlikle de veremeyeceğinden, temel bir insanî acıya dönüşüyor. özellikle terkedilen insanlar, ya da aşklarına karşılık bulamayanlar, veyahut kendilerine kimsenin âşık olmadığına inanan insanlar kendilerini değersiz hissetmeye başlıyorlar. bu yüzden, bu kitabın temel vurgularından biri aşkın insan için bir kurtarıcı olamayacağıdır. ne aşk insana yetiyor; ne de insan aşka.
aşk insanî bir durum. ve aşk iradî bir yaşantı değil. bir de bakıyorsunuz ki, aşık oluyorsunuz. kanaatimce, aşk insanın sevilmek ve değerli olmak istediğini, bu yönde büyük bir ihtiyacı olduğunu anlaması için yaratıcı tarafından verilmiş insanî bir yaşantı. her aşk düş kırıklığı ile biter. burada sanki, aşık olunca insandan beklenen, aşkın kaldıramayacağı kadar sevilme ve değerli hissetmeye insanın ihtiyacı olduğunu anlaması ve bunun yolunu aramasıdır. ama eğer aşka varoluşsal bir anlam yüklenirse, insan kendisini mutlak değerli hissetmesini aşka bağlarsa, işte o zaman aşk sadece bir yanılgı ve düş kırıklığıdır."
--spoiler--
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar