bugün

türk kızlarının çilesi

bitmeyen bir çiledir. avrupa da veya amerika da doğmuş olsalar el üstünde tutulacak bu kızların tek suçu türkiye de doğmaktır. doğdukları andan itibaren baskı altına alınırlar abisi ya da erkek kardeşi sokakta oynarken kendisi bütün gün evde oturur. televizyon kumandasında ve bilgisayarda en az hak iddiası olan fert olarak hayata başlarlar.

ilkokulda lastik iple iki üç metrekarelik alanda kendilerince güzel güzel oyun oynarken it sürüsü gibi gelen erkekler tarafından biz burda futbol oynicaz siz gidin denerek kovulurlar. saçları çekilir, etekleri kaldırılıp kaçılır.

liseye geçtiklerinde daha önce kovuldukları erkekler camiası bu sefer peşinden koşmaya başlar. oh tam rahata kavuştum der ama aslında çok daha kötü günler onu beklemektedir. birini gerçekten sever ilişkiy aşar sonra bütün okulda duyulur adı kötü şeylere çıkar, duygularını açtığı kişi tarafından ifşa edilir.

bunca yaşanmışlığın ve çekilen acının ardından üniversiteye geçtiğinde artık daha güçlüdür. kimin ne olduğunun farkındadır ve hayata karşı dik duruş sergileyecektir. öyle düşünür, ama öyle olmaz. kimseye yüz vermese kezban olur, herkesle aşna fişne etse orospu olur. geyikli tayt giyse dalga geçilir, etek giyse köylü olur, deri takılsa melankolik gothic sorunları olan bi dengesiz olur. sigara içse özenti ergen olur içmese daha sigara bile içmeyen bir çocuk olur. saçını marjinal renge boyatsa yollu olur, doğal bıraksa bakımsız köylü emine olur. makyaj yapsa boyaya batmış olur yapmasa çirkin olur. biriyle sevgili olsa bir hafta sonra konu sex olur, kabul etmezse yobaz olur kapıya konur. gece sokağa çıksa yanına araba yanaşır 50 liraya anlaşalım diye sorar.

öyle böyle üniversite hayatını da atlattıktan sonra hayat başlar. bunca yıldır okumuştur artık bir iş bulmak ister. iş başvurusuna gider. patronlar cv'sine değil orasına burasına bakar. kısaysa, çirkinse, güzel değilse işe alınmaz direk elenir. işe girer mobbing e maruz kalır. patronu veya iş arkadaşları tarafından taciz edilir, göz yummazsa işinden olur, göz yumarsa ortam kadını olur.

lanet olsun der işten çıkar, evlenip bir yuva kurmak ister. istemeye gelirler bakirelik konu olur. damat adayının annesi tarafından hamama götürüp her yeri detaylı şekilde incelenir. her türlü aşağılamaya maruz kalır. hamur açmayı bilse köylü fatma, bilmese asortik ayşe olur. hiç bi türlü yaranamaz.

derken bir şekilde evlenir çocukları olur. her zaman çocuklarına bakması evinde oturması ütü yapıp cam silmesi çamaşır yıkaması istenir. dışarıya çıkma, perdeleri açma, kimseyle konuşma.. hapsedilmek istenir. kocası tarafından şiddet görür. yatakta her türlü fantaziye zorla alet edilir. sex kölesi gibi kullanılır. artık kurduğu yuva sevgi ilişkisine dayalı değildir. yalnızca çocukları için ordadır. çocukların büyümesini bekler. yıllarca böyle şeylerle yaşar. yeri gelir isyan eder. baba evine kaçar, baba evinden de kovulur. derken boşanılır. çocuklarıyla beş parasız ortada kalır.

boşandıktan sonra evlenmek isterse "dul" denir. dul ve çocuklu bir kadını kimse istemez. herkes tarafından farklı gözle bakılır. genç erkeklerin özel ilgi alanına giren bir çeşit sapıklığın parçası haline dönüşür. tüm bunlarla mücadele eder.

bindiği otobüsten, gittiği otele; çağırdığı tüpçüden, musluk tamircisine kadar her yer de her an herkes tarafından her türlü saldırıya maruz kalabilir hatta canlarından bile olabilirler.

hayatta doğduğu günden beri hayalini kurduğu hiç bir şeyin olmamasına isyan eder. çocuklar büyür, hepsi üniversite bitirir. tam rahata ereceğim derken damat ve gelinlerin baskısıyla huzur evine kapatılır. ser sefil bir ortamda ömrünü tamamlar.

ve asla hiç bir zaman ne yaparsa yapsın kimseye yaranamaz. her zaman o suçludur. çünkü o kezbandır, orospudur, ortam kadınıdır, köylüdür, bakımsızdır, duldur, asortiktir, yobazdır, kızdır, kadındır, yolludur, bakiredir, patlaktır. ama hiç bir zaman insan değildir.

en büyük mutlulukları avrupa - amerika yapımı romantik komedi filmleri izleyip ordaki kızların yerine kendilerini koymalarıdır. film boyunca içlerini saran mutlulukla film bitiminde gerçek hayatlarına bunu uygulamaya çalışırlar ama türkiye de olduklarını anlamaları hiç uzun sürmez.

tek istedikleri saf bir sevgidir. sıfatlar olmadan, tabular olmadan, önyargılar, baskılar, sapkınlıklar olmadan. sadece sevilmek ve sarılmak isterler. ve aslında tapılmayı hak ederler.