bugün

allah ın varlığına dair hiçbir kanıt olmaması

kimisinin, onca ikazımıza rağmen, inatla mealen "evrenin düzeni" anlamına gelen bir takım gerekçeleri ileri sürerek muhalefet ettiği tezdir.

bir kere sonsuz olasılıkların olduğu, en düşük ihtimalleri gösteren hesapların bile zaten kendisinin bir parçası olan "zaman" kavramı olmadan bir anlam taşımadığı bir evren ve henüz keşfedemediğimiz muhtemel arka evrenler için "kendiliğinden oluşması olasılıksız, ihtimal dışı, mümkün değil" gibi tabirler kullanmak açıkça cehalettir. kaldı ki bunların sözde "tesadüf"le açıkladığımızı iddia ettiği olayların kahir ekseriyetinin makul ve ispatlanmış, maddenin doğasından kaynaklanan bilimsel açıklamaları vardır. insanların cehaletlerini sömürmek için tanrıya inanmayanların her şeyi sadece tesadüfle açıkladıkları gibi bir izlenim oluşturmaya çalışırlar.

cehaletin de ötesinde bilim düşmanlığıdır... sebebini şöyle izah edeyim:

bilim dinler gibi "gör, şaşır, huşu içinde kal, korkudan titre, donlara doldur..." mantığıyla işlemez. misal islam'a bakın... izahı biraz gayretle yapılabilecek en basit doğa olaylarını bile sanki bir üst kudretin kontrolündeymiş gibi anlatıyor, örnekler veriyor!... eğer bilim insanları bu iddiaları geçerli kabul etseydi bilim mümkün değil bir adım bile ilerleyemezdi. mantıkları böyle olduğu için dinlerin neredeyse alayı bilim düşmanıdır. bilimin görevi her bilinmezin üstüne üstüne yürümektir; korkmak, şaşırmak, henüz açıklayamadığının izahı olarak tanrılar icat etmek, pes etmek, geri çekilmek değil...

yıldırımları zeus'un gönderdiğine, onlarla istediğini vurduğuna inanan eski yunanlılar ile aynısını sadece tanrı adını değiştirerek yazan kuran'a inanan mümin arasında ne fark olduğunu kim izah edebilir? tabi bir de demin andığım saf müminin ötesinde, bilimin buluşlarına arsızca tecavüz eden caner taslaman gibi tipler de var... bunların bol bilimsel kavramlarla dolu tanrının varlığını ispat çabalarının, yıldırımları zeus'un gönderdiğine inanan eski yunanların izahatlarından farkı nedir?

kimisi ise gelir bilimin henüz aydınlatamadığı bir takım meseleleri ileri sürer!... bunlar öyle arsız şarlatanlardır ki bilim o meseleleri aydınlattığı anda plağı değiştirip, o buluşların kuran'da zaten ifade edilmiş olduğunu iddia ederler!..

velhasıl, bunların alayının insanları tapmaya çağırdığı tanrının adı "cehalet"tir. diğer bir deyişle, (bkz: boşlukların tanrısı)'dır...