bugün

gün geçtikçe azalan konuşma isteği

insanın konuşmak isteyip de çeşitli nedenlerden dolayı suskunluğu tercih etmesidir ya da bazen bu tercihe zorlanmasıdır. bu durum çeşitli ruhsal hastalıkların tanı kriterlerini karşılama durumuna göre patolojik bir hal alabilir. sosyal fobi, sosyal geri çekilme, depresyon vs. gibi konular hakkında yığınla akademik araştırma mevcut. * açıkçası bu mevzunun psikopatolojik boyutunu bilimsel kriterlerle irdelemektense kişisel gözlemleri refere ederek bilgi aktarmayı sözlük için daha faydalı buluyorum. zira okumuyorsunuz baa, mahmut hoca tadında kalp spazmları geçirmek lazım okumanız için. al hadi:
https://youtu.be/4-2Gi13T1_k?t=5124

1*kibir: "ya ben bu insanlara ne anlatayım ki, anlatsam da bahsedeceğim konular hakkında onlar ne bilir ki zaten."
çözüm: bol bol ilber ortaylı videoları izle, feyz al. cahillik konusunda diğerlerinden farklı olmadığını göreceksin. rahatça aptal muhabbetlere katılabilirsin.

2*yargılanma korkusu: "şimdi bu konu hakkında bir fikir ortaya atsam kim bilir ne düşünecekler. rezil ederler kesin. sus olm iyisi mi"
çözüm: insanlar seni rezil etmek için fırsat kollamıyor, umurlarında değilsin. rezil olsan bile rezilliğin 3 gün sonra unutulacak. üstelik kimsenin gündem maddesi olmayacaksın, herkes kendi davasında rahat ol, yaşa ve zamanı gelince öl.

3*özgüvensizlik: "bir şeyler gevelesem bile beni siklemeyecekler."
çözüm: silik silik oturmaktansa bir adım atmayı dene. daha ne kadar siklenmeyebilirsin ki?

4*suskunluğum asaletimden: "ulan millet ne güzel döktürüyor, cevher gibi hepsi. susayım da ağır ve donanımlı sansınlar."
çözüm: allah ıslah etsin ne diyeyim.

5*çok kitap okumak: "herif daha konçertonun ne olduğunu bilmiyor, ben bu kulaklara ne anlatayım." (haklı bir kibrin var ama kendini insanlardan soyutlamak çare değil. çözüm için seni madde 1'e alalım)

"x konusu hakkında şunu söyleyeceğim de ne olacak ki zaten onlar da anlatacaklarımı biliyordur."
çözüm: emin ol bilmiyorlar. bu maddeler içerisinde en çok konuşması gereken kişisin. o kulakların senin anlatacaklarına ihtiyacı var. hadi koçerom yardır. öpüyorum.

6*efendiyim/hanım hanımcığım: "aa nasıl da şakır şakır konuşuyorlar, densizler. şurada köşecikte sessizce oturayım da ne kadar efendi/ hanım hanımcık olduğumu göstereyim."
çözüm: o işler öyle olmuyor hem büyüklerinin her dediğine inanma yavrucuğum. biraz sorgularsan bazı konularda yanıldıklarını göreceksin.

7*fazla klavyesi olan var mı: "akıllı telefonlar, bilgisayarlar derken konuşmak nasıl bir şeydi? klavye verin çenem paslanmış, dilim dimağım kurumuş"
çözüm: akıllı telefonunu satıp 3310 kullanmayı dene yahut en yakın arkadaşını arayıp bir çay kahve iç. telefonu kapatıp cebe koy. afiyet olsun.

gördüğün gibi kibrinde, korkunda, özgüvensizliğinde, yanlış bilişsel şemalarında veya akıllı telefonunu kullanma sürende eskiye nazaran artış varsa konuşma sürenin azalması, dahası isteğinin azalması gayet normal. sen de biliyorsun ki normal olması doğru olduğu anlamına gelmiyor. bu nedenle gerçekten işe yarar çözümler üretmeliyiz.

yazmak güzel, konuşmak lezzetli. hayatımızdan bu lezzet eksik olmasın, en geveze günler sizin olsun.