bugün

zamani oyalamak

zaman, çoktan bir kavram olmaktan çıktı. bu yalanı atanlar beraberinde ve devamında birçok şey sıkıladılar. bu yalanların ne haddi vardı ne hududu. gelişine, hatta burun vurdular kavramlara ve soktular içimize... çıkartamayacağımız bir şekile getirene kadar işlediler, işlediler... hatta işediler!

bizi, insanları kontrol edebilmek için ellerinden geleni yaptılar. her sürünün bir kurdu olduğunu öğrettiler. kah sürü olduk, kah çoban. bir düzen olmalıydı elbet, yalnız acı çekebileceğimizi bildikleri halde bizi bu oyuna ittiler. verdiklerinin, getirdiklerine bazen yetmediğini hesap edemediler. edemezlerdi de...

her bir bok ritüel oldu. onlarca, bazen yüzlerce fotokopimizi çektik, saldık çayıra kime inanıyorsa o kayıra... hiç bakamadık gözlerimize. acaba kaçımız o gözümüzün içinde bir küçülüp bir büyüyen karanlığa dikkat edip kendini gördü?

öyle "her şey bir gün dersanenin kantininde, tostumu yiyip çayın soğumasını beklerken gördüğüm kızla başladı" demeyeceğim. çünkü hiç dersaneye gitmedim. olay, hikaye, makale, deneme, artık nasıl kategorize edilirse o şey ilginç bir hal alsın diye parayı sokmayacağım araya. artık bu akılsız varlıkların bile ehemmiyet vermediği kilit mekanizması iyice saçmalamaya başladı.

kendinden başka bir şeyin anlatamadığı şeyler neydi acaba k,? o zaman, an ve bilumum türevleri? neden bu kadar acı çektiriyordu ki insana? ve aynı anda katılıyordu kendisi de... aynı anda hem mazoşist hem sadist miydi yani? nedendi bu başladığını anlamadan bitirdiğimiz törenler? nereye kadardı yada? kim dur diyecekti veya betimleyecebilecekti?

o kadar çok batmıştık ki yalana, konuşarak daha dibe gireceğimizi düşündük, düşündürdüler! gerçeğe hep bir adım kalmıştı. hakikaten neydi gerçek? yada kimin gerçeğiydi? herkes kendi gerçeğini biliyor muydu? yaşaması hiç önemli değil, var mıydı bir gerçekleri?

yarın usulca ilerler, kördür daha gözleri. (John berger)

aklıma gelmişken "yarın" da neydi?
güncel Önemli Başlıklar