bugün

tüm dinlerin yaratıcısı beyindir

zamanında insan ana atalarımız kültürel evrimi sonucu sorgulamayı öğrenmeye başlamıştır ve bir süre sonra nereden geldiğini öğrenmeyi çabalamıştır, sorgulamıştır. ve en kolay yol olarak iste kendisinden üstün bir varlığa tapınma isteği duymuştur. topladığı meyvelerin, avların o üstün bir varlık tarafından geldiğini düşünmüştür. ona karşılık verip teşekkür etme ihtiyacına sokmuştur kendini. yani mahçupluk duygusunun da kökeni buraya dayanıyor.

işte insanın din ihtiyacı böyle başlar. nesiller geçtikçe insanın bilinç altına işlemiş ve genlerle aktarılmıştır(.ki karakteristik özelliklerin genlerle sonraki nesillere aktarılabileceği bilinen bir şey artık) bu bir manevi ihtiyaç haline gelmiştir. fıtratımızda birilerinin boyunduruğu altında yaşamak var. yani bu tanrı inancı fıtratımızda olan bir şey. zor bir durumla karşılaştığımızda bir yerlere sığınma isteği duyuyoruz ve bunun için ilk yol da tanrı oluyor genelde. iç güdülerimiz bizi oraya itiyor.

ayrıca insanın yalnızlık korkusundan da kaynaklanıyor. etrafında tanrının, onun meleklerinin sürekli gezdiğine inanmak istiyorlar. bizi izleyen birilerinin olduğunu bilmek istiyor.insanların ilahi duyguya ihtiyacı var. en ateisti bile zaman zaman "allah acaba var mı lan" diye düşünebiliyor. o ilahi, manevi duyguya kapılabiliyor.