bugün

said i nursi

bir gazeteden okuduğu ingiliz sömürgeler bakanı gladstone'un avamlar kamarası'nda "bu kuran müslümanların elinde kaldıkça biz onlara hakim olamayız. ya kuran'ı ortadan kaldırmalıyız, ya da kur'an'ı onlardan soğutmalıyız" şeklindeki sözlerinden sonra nasıl olduysa kafasında bi ampul yandı heralde hayatını kur'an'ın anlatımına(kendi çapında) adıyan ve yaklasık 130 parçadan ve 6 bin sayfadan oluşan risale i nurları yazan kişidir.

görevini bayağı bi yerine getirdi heralde ki bukadar nurcu arkadaş oluşmuş durumda,sözlükte bile...kuran-ı kerim okumak veya, onun tescilli alimler tarafından yazılan tefsirlerini okumak yerine ,icabında politikaya bulaşmış(ki hangi din alimin politikayla dunya işleriyle işi olmuştur sorarım sıze?)icabında zamanın en buyuk din adamı olan abdulhakim arvasi 'nin huzurundan kovdugu bir kişinin yazdıği risaleleri okumaktasınız.

peygamber efendimiz yerine bu adam ve onun yolunun yolcusu olan fetullah amcanın adını zikredip durursunuz bumudur dindarlık ? ağızınızda bi sayac olsada kaçkere fetullah kac kere bediuzzaman kackare "allah" (cc)
kaçkere hz.muhammet (s.a.v) dediniz bi görseydik. siz kandırılmış insanlar da ,biz de bu sayaca bakıp gözlerimize inanamasaydık sonra tövbe edip putperestlikten islam dinin guzelliklerini gorseydınız bizde sizler adına sevinseydik ne güzel olurdu.

ayriyetten zat "bediüzzaman"(zamanın kutbu ) lakabını nereden almıştır? bu lakabı ona kandırdığı müritlerinden başka ,din konusunda ehliyeti olan biri mi vermişte almışştır? buda şaşılacak şeydir.