bugün

locke

Tom Hardy nin fimde oynadığını gördükten sonra konusunu falan okumadan merakla bekledim.hayal kırıklığına uğratmadıda.

--spoiler--

Filmde var olan tek mekan bir araba, sürpriz oldu benim içinde.

içi boş bir film olmamış, hayatın ilginç bir döneminin, ilginç bir kişiyle, o kişinin tercihleri ile nasıl şekillendiğini anlatmış.kişinin geçmişi, sahip oldukları, karekteri, acıları gayet dolu dolu anlatılmış.

Katrinaya otobanda olduğunu ve hız limitinin olduğunu söylemesi, elinden geldiği kadar çabuk oraya ulaşacağını söylemesine rağmen, orta şeritte kalması, bir tarafatan avrupanın en büyük işiyle uğraşması, babasının yaptığı hataları yapmamaya çalışması.

Hayatı boyunca doğrulardan şaşmayan bir adamın, bir tercih, yada zayıf bir andaki seçimleriyle, emek harcadığı şeyleri kaybedebilicek noktaya gelmesi.

Aldatılan bir kadının verdiği tepkiler, şöyle birşey söyledi seninle yattıysa herkesle yatmıştır.yıllarca eşin olarak kabul ettiğin bir insana bu sözü söylemezsin, kadınların düşünce ve tepkilerini asla mantıkla çözemiycem.kadının birkezle hiç arasında çok fark var, demesi, kabullenememesi.iyile kötü arasındaki silik o çizginin varlığı.adamın iş seyahatinden döndüğü andaki yüzündeki sırıtış, normal olmaya çalışıyordum demesi.eşinin öteki kadının çocuğu gerçekten doğurucağına inanmadığı söylemesi, benim aklımdan gerçekten o ihtimal hiç geçmemişti.o da benim saflığım belki.sanki evimize hırsız girdi demesi.senden arınması için herşeyi 10 kere yıkayacağım demesi..adamın verdiği doğru yanlış kararlar., belkide film bu yüzden hoşuma gitti.arada bırakıyor insanı.tekrar düşündürüyor.herzaman bir ihtimal daha olabiliceğini anımsattı bana.başka bir insanı anlamaya çalışmayı, o insanın yaşadıkları.bir insan hakkında bir kanıya varıp, onu yargılamak.aslında film harika sorular ve anlarla dolu.izlenmese bir efsane kaçmış olmaz fakat izlense daha bir hoş olur herşey.

--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar