bugün

7 ekim 2007 beşiktaş gençlerbirliği maçı

1 attı pragtı maçı olmuştur.

beşiktaş 1 atıp, 11 tane kaçırmıştır. tabi buna kaçırma denirse... keza, kaleye atılan şutlar kadar, kaleye dürtülemeyen toplar vardı...

burak yılmaz; tipik düşüşleri, son vuruş beceriksizlikleri ve ofsaytta kalmaları dışında -geriye ne kaldıysa artık anuna goyim- iyi bir maç çıkarmıştır, hele altıpas içerisinde ayaklarının arasından geçen top bu topçunun topu dürtmekten aciz olduğunu göstermiştir.

nobre attığı golün zorluğunun yanında çok basit golleri zamanlama hatalarıyla kaçırmıştır.

diatta'yı kim bulup geldiyse... neyse mübarek gün ağzımızı bozmayalım... galatasaray maçında yediğimiz ilk golden önceki salaklıklığının aynısını birkaç defa yaptı...

tamam delgado aman aman oynamadı ancak, hücumda ciddi katkıları vardı.. beşiktaş'ın hücum gücüne olumlu katkılar yapan bir adamı, maçı "1-0" bitirmek gibi küçük bir düşünceyle çift ön liberoya döndürmek nasıl bir teknik direktör doğrusudur anlamak mümkün değil.

higuain denen topçu gayretli fakat, onun burak yılmaz'dan çok fazla ekstrası olduğunu sanmıyorum... ha, batuhan olsaydı en az 3 tane atardı o ayrı...

gökhan zan'ı sezon başında teklif edilen 5 milyon euro'ya satmayanlara tekrar sevgilerimi yolluyorum... yine dandik bir şekilde sakatlandı koçum benim!

üzülmez'in artık takımla mümkünse ilişiği kesilmeli... kaptanmış, falanmış, filanmış, vefaymış hikaye... mehmet sedef de hazır paf takımında form tutmuşken, a takım kadrosuna alınsın... sol kanat tello ve ibrahim akın'dan -akın sakat olmadığında- oluşsun, tüpçü gitsin...

serdar özkan için; "birader sende de ne ciğer varmış be" diyesi geliyor insanın...

cisse geldiğinden beri iyi maçlar çıkardı ancak, şüphesiz ki, en iyi maçıydı bu.

ali tandoğan'a karşı kişisel gıcığım olsa da, bugün gayretliydi...

tello bu ligin en yerinde transferi olduğunu göstermiştir bir kez daha...

hakan'ın hala tecrübeye ihtiyacı olduğu aşikardır... topu oyuna sokamaması ise çözmesi gereken ilk problemlerindendir...

bazılarının ise, beşiktaş'ı ballı ilan ettiği maç... beşiktaş kaleye 20'ye yakın şut attı bunların dışında altıpas içerisinde burak yılmaz ve nobre'nin kalenin içine dürtemediği toplar var, burak yılmaz'ın kaleciyle karşı karşıya kalacağı pozisyonlarda düşmeleri var... hücum olarak bırakın bu sezonu son 3 sezonun en pozitif hücum futbolunu oynayan, ciddi pozisyonalr kaçıran, kaçırılan pozisyonların gri değil, net pozisyonlar olduğunu da düşündüğünüzde maçın daha ilk yarıda 5 olması işten değildi... neyin balı anlayabilmiş değilim...

ha gençlerbirliği kaçırmadı mı? 2 net pozisyonları var ki, akıllara zarar...

sonuç olarak, barış şimşek'in vasat şekilde yönettiği, beşiktaş'ın maçı sonuna kadar hak ettiği karşılaşma olmuştur.

sonuç olarak; bu haftanın en tempolu, en zevkli, en seyre değer maçıydı... bu maçı 3 dakikalık özet görüntülerle izlemeye çalışmak ise hakikaten büyük kayıp...