bugün

beşiktaş

izet Hajroviç ile Galatasaray kulübünün ilişkileri, Beşiktaş ve x futbolcu arasında geçseydi, günde 30 tane haber olur, haber1903 gibi kanallarda "FLAŞ" "SKANDAL" başlıklarıyla verilirdi.

Galatasaray'ın en yetkin olduğu konu bu, problemler içerde kalıyor, basına sız(dırıl)mıyor. Beşiktaş'ın ise en büyük zaafı bu. Basına hükmedemiyoruz ve yöneticilerimiz çok geveze. Odaları böcekle dinledikleri iddialarına girmiyorum bile.

Kulüp ile ilgili böyle demeçler, ortalığı karıştırır. Küçüktür ama mide bulandırır. Bireysel ve takım halinde form düşürür.
Çünkü kusurlarınız başkalarının bildiği kadardır ve her oluşum kusurlarının mahkumudur.

Seçildiğinden beri aralıksız bir şekilde desteklediğim Fikret Orman'ı eleştirdiğim bir kaç konunun başında bu geliyor. Naçizane tavsiyem, belli başlı kaliteli programlar ve kanallar dışında TV'de boy göstermeyip, Beşiktaş duruşunu ağza sakız etmemesi. Ünal Aysal ve Aziz Yıldırım'ı bu konuda örnek alabilir. Adamlar demeç verdiği zaman bir gün bunu konuşuyoruz, çünkü medya tabiriyle yüzlerini eskitmeyerek önemlerini koruyorlar.

Tekrar bir örnekle anlatayım ne demek istediğimi, Beşiktaş başarısız transferler yapar-Sezer,Eneramo, Gökhan Süzen,Mehmet Akgün- Galatasaray'da yapar-Burdisso, Erman, Hajroviç, Salih Dursun. Beşiktaş 0 verim aldığı bu futbolculara 2.6 milyon euro öderken, Galatasaray 6.5 milyon euro öder. Şimdi 2013-14 sezonundan beri okuduğunuz haberleri, takımlar hakkında verilen hükümleri düşünün. Tablo ortada.

Basını yönetmek modern futbolda taraftarı yönetmek demektir.