bugün

l etranger

Albert camus tarafından 1942 yılında yazılmış ve büyük ses getirmiş sayfa olarak kısa , etki olarak uzun bir eser. benim de yazarla tanışmam bu kitapla oldu. Tabii Alper kamu’yu saymazsak. *
Roman, kahramanımız(!) meursault’ın topluma yabancılaşmasını anlatıyor. Ya da her şeyiyle nesnel bir yaşam tarzını betimlemesi diyelim. Bu kitap için söylenecek tek kelime “kayıtsızlık” olsa gerek. “benim için farketmez...” **
Madem ki sonunda hepimiz öleceğiz ve her şey boş ; öyleyse ben seni öldürebilirim. Çünkü senin yaşaman da anlamsız. Ölsen ne değişecek ki? peki Buna kim karar veriyor? Ben! Ama o olmaz öyle...gelgelelim Son ana kadarki kararlılığı ve kendinden emin hali bana bazarov’u hatırlattı niyeyse. Okuyuverin işte.

--spoiler--

[+] Giyindiğimizde , siyah kravat takmış olduğumu görünce pek şaştı , “yas mı tutuyorsun?” diye sordu. Ona annemin öldüğünü söyledim. Ne zaman öldüğünü sordu. “Dün” diye cevap verdim. Hafifçe irkildi ama bir şey söylemedi. Ona , “kabahat benim değil” diyecek oldum ama bu sözü daha önce patrona da söylediğimi düşünerek vazgeçtim. Zaten hiçbir anlamı yoktu bunun. insan ne de olsa daima biraz kabahatlidir.

[+] Ot şilteyle kerevetin arasında kumaşa hemen hemen yapışmış , sararıp şeffaf hale gelmiş bir eski gazete parçası bulmuştum. Gazetede , başı olmayan bir üçüncü sayfa vakası anlatılmaktaydı , olay çekoslovakya’da geçmiş olmalıydı. Bir adam, para kazanmak için bir çek köyünden kalkıp yola çıkmıştı. 25 yıl sonra zengin olmuş , karısı ve bir çocuğuyla beraber memlekete dönmüştü. Doğduğu köyde annesi , kız kardeşiyle beraber bir otel işletmekteydi. Adam onlara sürpriz olsun diye karısıyla çocuğunu başka bir otele bırakıp annesinin işlettiği otele gitmiş , fakat içeriye girdiğinde annesi onu tanımamıştı. Adam şaka olsun diye bir oda tutmuş. Sonra da cebindeki parayı göstermiş. Geceleyin , annesiyle kız kardeşi kafasına çekiçle vura vura adamcağızı öldürüp parasını çalmış , ölüsünü ırmağa atmışlar. Sabah karısı çıkagelmiş , işin içyüzünü bilmeden, yolcunun kim olduğunu onlara anlatmış. Bunun üzerine anne kendini asmış, kız kardeş bir kuyuda intihar etmişti. Bu hikayeyi belki binlerce defa okudum. Bir yanıyla inanılmaz bir şeydi bu. Öbür yanıyla da doğaldı. Yolcunun bunu biraz hakettiğini düşündüm, insan hiçbir zaman böyle şakalar yapmamalı.

[+] Annem hep insanın tam anlamıyla mutsuz olamayacağını söylerdi.

--spoiler--