bugün
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı11
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge30
- sözlük kızından gelin olmaz23
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim13
- fatih terim'in yuhalanması11
- memesi küçük olmak9
- sözlük erkeğinden damat olmaz17
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel26
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190531
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır25
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak10
- anın görüntüsü9
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
insanın bazen gerçekten hayret etmesine neden olan kişilerdir.
dünyanın bir yerinden başka bir yerine gideceğim sırada, havaalanına giden shuttle'ı beklerken söz konusu insan grubundan sanırım 5 kişiyle karşılaştım. tıfıl ve son derece sıradan 4 kız ile yine tıfıl ve yazı ile ifade edemeyeceğim şekilde yavşaya yavşaya konuşan bir erkekten ibaret grupla iki kelime etmeye gerek duymadım. bir süredir kaldırımda koloni halinde oturdukları belli olan grup, shuttle gelip önümde durunca ayaklandılar. şoförle söz konusu ülkenin diliyle konuşup arkadaki bir koltuğa oturdum. grup da gelip öndeki dörtlü koltuğa ve yanındakine yerleştiler. gruptaki oğlan, o saatte nerden bulduğunu bilmediğim leş kokulu döneri elinde tutarken 'yha şimdi kokacak ama çok açım yemem lazım' dedi. kızlardan biri 'yha ye a. koyim nolcak' diyerek yanıt verince çocuk bütün otobüsü saran leş kokunun kaynağı olarak elindekini yemeye başladı. çocuk yerken boyuna kızlarla konuşuyordu ve tavrından anlaşıldığı üzere grubun beyni kabul ediliyordu. avrupalılar hakkında bitmek bilmez saçma söylemleriyle farkında olmadan benim de beynimi yerken, kendisini döner yemeye teşvik eden kız 'yha ben sana vermiş miydim' dedi. çocuk 'heralde olum hatırlamıyor musun, öküz müsün nesin ya' diye karşılık verdi. 'vermiştim di mi' dedi kız. 'hıı hıı' dedi çocuk. bir süre daha döner ve avrupa'da çekilen açlık üzerine yorum yaptıktan sonra gruptaki başka bir kıza 'hostela vardığımızda hatırlat sana french kiss yapıcam' dedi. kız kıkırdadı, bir şey demedi. çocuk konuştukça konuştu, vermiş olan kız küfür ettikçe etti. çocuk konuştukça gruptaki kızlar 'yha bir şeyi de bilme, filozof oldun başımıza' tarzı yorumlar yaptı. hala tanık olduğumun yorgunluktan kaynaklı bir halüsinasyon olup olmadığından emin olmadığım için bu olayı unutup hayatıma devam etmeye çalıştım. ancak havaalanında geçirilecek uzun saatler söz konusuyken ve küçücük havaalanında bu insan formları bir şekilde özellikle gibi benim bulunduğum yerlere gelip otururken bu travmadan kurtulmam kolay olmadı. artık umudumu kesmiştim, mutlak bahtsızlığım beni bunlarla aynı uçağa düşürecekti kesin. neyse ki acımasız kader fikrini değiştirdi ve aynı check in sırasına girmedik. dünyanın diğer yerine ayak basana kadar bu travma ile kıvranıp durdum. uçak yere inince geçti ama arada aklıma gelip duruyor. şizofren olmuş olmayı dilediğim nadir anlardan biri olarak hayatıma devam etmeye çalışıyorum.
not: liseli gibi görünüyorlardı ancak birkaç defa vize ve final kelimeleri kullanmalarından üniversiteye yeni başlamış oldukları izlenimini edindim. ya da yeni başlamış olduklarına inanmak istiyorum. lütfen bu konuda tartışmayınız.
dünyanın bir yerinden başka bir yerine gideceğim sırada, havaalanına giden shuttle'ı beklerken söz konusu insan grubundan sanırım 5 kişiyle karşılaştım. tıfıl ve son derece sıradan 4 kız ile yine tıfıl ve yazı ile ifade edemeyeceğim şekilde yavşaya yavşaya konuşan bir erkekten ibaret grupla iki kelime etmeye gerek duymadım. bir süredir kaldırımda koloni halinde oturdukları belli olan grup, shuttle gelip önümde durunca ayaklandılar. şoförle söz konusu ülkenin diliyle konuşup arkadaki bir koltuğa oturdum. grup da gelip öndeki dörtlü koltuğa ve yanındakine yerleştiler. gruptaki oğlan, o saatte nerden bulduğunu bilmediğim leş kokulu döneri elinde tutarken 'yha şimdi kokacak ama çok açım yemem lazım' dedi. kızlardan biri 'yha ye a. koyim nolcak' diyerek yanıt verince çocuk bütün otobüsü saran leş kokunun kaynağı olarak elindekini yemeye başladı. çocuk yerken boyuna kızlarla konuşuyordu ve tavrından anlaşıldığı üzere grubun beyni kabul ediliyordu. avrupalılar hakkında bitmek bilmez saçma söylemleriyle farkında olmadan benim de beynimi yerken, kendisini döner yemeye teşvik eden kız 'yha ben sana vermiş miydim' dedi. çocuk 'heralde olum hatırlamıyor musun, öküz müsün nesin ya' diye karşılık verdi. 'vermiştim di mi' dedi kız. 'hıı hıı' dedi çocuk. bir süre daha döner ve avrupa'da çekilen açlık üzerine yorum yaptıktan sonra gruptaki başka bir kıza 'hostela vardığımızda hatırlat sana french kiss yapıcam' dedi. kız kıkırdadı, bir şey demedi. çocuk konuştukça konuştu, vermiş olan kız küfür ettikçe etti. çocuk konuştukça gruptaki kızlar 'yha bir şeyi de bilme, filozof oldun başımıza' tarzı yorumlar yaptı. hala tanık olduğumun yorgunluktan kaynaklı bir halüsinasyon olup olmadığından emin olmadığım için bu olayı unutup hayatıma devam etmeye çalıştım. ancak havaalanında geçirilecek uzun saatler söz konusuyken ve küçücük havaalanında bu insan formları bir şekilde özellikle gibi benim bulunduğum yerlere gelip otururken bu travmadan kurtulmam kolay olmadı. artık umudumu kesmiştim, mutlak bahtsızlığım beni bunlarla aynı uçağa düşürecekti kesin. neyse ki acımasız kader fikrini değiştirdi ve aynı check in sırasına girmedik. dünyanın diğer yerine ayak basana kadar bu travma ile kıvranıp durdum. uçak yere inince geçti ama arada aklıma gelip duruyor. şizofren olmuş olmayı dilediğim nadir anlardan biri olarak hayatıma devam etmeye çalışıyorum.
not: liseli gibi görünüyorlardı ancak birkaç defa vize ve final kelimeleri kullanmalarından üniversiteye yeni başlamış oldukları izlenimini edindim. ya da yeni başlamış olduklarına inanmak istiyorum. lütfen bu konuda tartışmayınız.
güncel Önemli Başlıklar