bugün

roberto mancini

başından beri mancini ile gs taraftarı arasında negatif bir elektriklenme oldu ve bir kısım taraftarla dokularının uyuşmadığı aşikar.
bunda hem city ile geçirdiği cl kariyeri hem de oynattığı futbol anlayışının durgunluğu rol oynuyor. derwall ve fatih terim ile birlikte başlayan hücumcu tarzda futbola karşı beğeni, 2000 sonrası galatasaray taraftarında zirve yaptı. haliyle, taraftarın alışık olduğu stilin dışında hocayı kabul etmesi de güçtü . zira taraftarların edindikleri alışkanlıkların tersine dönmesi hep uzun bir süreci kapsamıştır. "ee zaten fatih hoca zamannda işleyen bir sistem ve son iki yılın şampiyonu bir takım vardı. onun üzerinde değişiklik yapması saçma" demek sağlıklı değil. işlemeyen bir şeyler vardı ki, takımda hoca değişikliği oldu (ama yönetim bağlamında, ama taktiksel)
zaten bugün manciniden kurtulmak isteyenler, zamanında iyi futbol oynatmadığı için lucescunun gönderildiğini ve sonrasında efsaneleştirildiğini de unutmamalılar. misal 2000 yılındaki strum graz maçları sonrası lucescuya gelen eleştirilir doruğa ulaşmıştı. belki çeyrek finale yükselinmişti ama, grubun son maçında biz grazı yine yenemezken, diğer maçtan gelen skor nihayetiyle üst tura yükselmiştik. aynı lucescu, uefayı almış tarihin en iyi galatasaray kadrosunu hakan farkı haricinde eksiksiz elinde bulundurmasına karşın(ki o sene de jardelle takviye yapmıştık) ancak lig ikincisi olabilmişti. bugün ise mancini takımı ikinciliğe giderken, başarısız sayılıyor.

bu adamın şanssızlığı da bir bakıma fatih terim hatıratı üzerine gelmesi oldu. bazı gs taraftarı terimsporlu. her şeyi terim üzerinden açımlıyor. önceki sezon orduspora karşı 0-2 den çevirdiğimiz maç sonrası; "işte terim motivasyonu!" diyenler, bu yıl çevrilen gençler maçının ardından; "hocaya rağmen kazandık" diyorlar. zaten bir hocanın motivasyon gücü nedeniyle seviliyor olması her şeyi eksik bırakır. terim döneminde "aslanım koçum"a alışkın oyuncular, bu adam gelince afalladı. oysa suç oyuncuları motive etmek gibi bir kaygısı olmayan yeni hocada değil, bu sisteme alışkın yarı-profesyonel topçulardaydı. artık ben floryada abdurrahim albayrak gibi ağzında emzik gezen, fatih hoca gibi motivasyon faktörünün ön plana çıkaran isimler görmek istemiyorum. onca para kazanan, her hareketiyle gençlere öncülük eden milli futbolcuların daha profesyonel olmasını bekliyorum ki hocanın rolüazalsın. zaten her şeyi hocaya bağlamak da doğru değil. çocuğuna gol hediye edebilmek için paşa maçınının ikinci devresinde bulduğumuz tek pozisyonu uygun durumdaki partneri yiğite pas vermeyerek harcayan umut veya "bize saygı duyacaksınız" diyerek yabancı-türk ayrımını gözler önüne seren gökhan zan suçlanmazken, tek suçlu hoca. aynı kafa yapısı zamanında jardelin üzerine yürüyerek takımdan ayrılma sürecini başlatan okan-emre ikilisi ile organik bağı paylaşıyor.

terim devrinde yapılan ve 20-25 milyon para bayılınan transferlerden ama sakatlık, ama formsuzluk nedeniyle faydanılamazken, herifin 500 bine 1 milyona aldığı veyseller tartışılıyor. sen nasılki ft'nin yılın stoperi etiketiyle aldığı chedjou'nun etkisizliğini talihsizliğe bağlıyorsan, bu adamın ontiveroda ışık görüp takıma kazandırmasını da aynı mantıktan hareketle değerlendirmelisin. oyuncu transferi beyaz eşya almak gibidir. misal lincolnu aldın tutmadı ama kewell tuttu. baros tutarken jo tutmadı. aynı jo şimdilerde dünya kupası öncesi brezilya milli takımının en önemli gol silahı.

"takımla sürekli oynuyor, futbolcuları mevkiisi dışında kullanıyor" deyip, eleştiriyorsun belki ama, mevkiisi dışında oynayan semih sezonun en kritik maçında 2 asist yaparken sesin çıkmıyor. burak, selçuk, umut mancininn gelişiyle çöktü deyip mancinye faturayı kesiyorsun ama ft döneminde yokları oynayan sneijderin şimdilerde takımı sırtlayışını, stopere çekilen hakan ve fatihin turşusunu kurduğu yektanının performansını nedense görmek işine gelmiyor.
iyiye giden oyuncuların yeriyle oynaması gerekçesiyle eleştirilmesi ayrı bir tatava. "sneijder sol oynamazmış". abi bu adam zaten sol açık gibi oynamıyor ki, sol iç oynuyor. sen sneijder'in son çizgiye inip orta açtığını gördün mü hiç? adam kariyerinin en iyi ikinci sezonunu çıkarıyor hala yerinde değil diye sayıklıyor adamlar. aynısı hakan için de geçerli. sol bekmiş de, stoper oynaması yanlışmış. bu adam alman altyapısından yetişmiş, fiziği ve oyun konsantrasyonu ve yavaşlığı itibariyle stoper oynaması daha mümkündür, olay bu yani.
fatih gittiğinde biz yerine hoca ararken danıştığımız td adayları "juve maçı sonrası gelirim" derken, bu adam "ben italyan futbolunu biliyorum, juveden önce gelirim" deyip, iki maçta da juveye yenilmemiş, bizi gruptan çıkarmıştı. gerçi siz buna da; "göte bala" dersiniz, terim ve lucescu dönemi gruptan çıkarken çektiğimiz kanseri dikkate almadan.

tazminat olayına girmiyorum bile.

takım belki iyi ve keyifli oynamıyor, çok başarılı da sayılmaz. ama kalması için çok neden var. o nedenle diyorum ki;

stay with us mancini!