bugün

hercule poirot

agatha cristie'nin 1. dünya savaşı yıllarından 2. dünya savaşı yılları arasında olan dönemlerde yaşadığını varsaydığı ve genellikle de ingiliz sömürgesi ya da etkisi altındaki devletlerde karşılaştığı cinayetleri -ki genelde bu cinayetlerin kendisini zorla bulduğunu iddia eder- çözerek dünya çapında bir üne kavuşmuştur bu şahıs. tam bir beyefendi fakakt kesinlikle alçakgönüllü ve mütevazi olmayan bir kişilik olmamasının yanı sıra biraz da dış görünüş takıntılısıdır. genellikle onu bulan cinayetler veya kendisinin karıştığı cinayetler hep zengin bir ailenin ferdine yönelik olmuştur.
cinayet çözümlemesini kafasındaki gri hücreler esaslı soruları doğru sormak ve kanıtları yap-boz gibi defalarca farklı yönlerde yerleştirerek doğrusunun nereye girdiğini bularak ve en önemlisi insanların psikolojisi ile beraber onlara doğruyu söyleterek yapar.
kaldı ki çoğu zaman kendisinin üç anahtar noktası vardır: birincisi ölünün bulunduğu yerdeki objelerin aslında konuştuğu -yani her şeyin bir manasının olduğu-, insanların sürekli yalan söyleyemeyecekleri ve ne olduğunu bilemediğim ve kitaplarında agatha cristie'nin alelade açıklamadığı 3. bir yöntem. her zaman bunu "kendi metodumla" diyerek açıklar hercule; ama dahası hakkında bahsetmez.