öğrenci evinde kaderine terk edilmiş ekmek parçası

biçare, zavallı, kimsesizlerin kimsesizi olan, başlıkta da dediğim gibi kendini tamamen kaderin kollarına bırakmış ekmek parçasıdır. kimi zaman koltuğun arkasında görürsünüz onu, kimi zaman kalorifer peteğinin üstünde...

kimisi onu eline alır küflü mü değil mi diye bakar, küflü ise geri yerine bırakır. küfsüz ise de geri yerine bırakır. kimisi onu sert bir zemine vurarak sertliğini test eder, çıkan sesi arkadaşına da söyler, beraberce gülüşürler...

kimi zaman da görürsünüz ki, o zavallı, o biricik ekmek parçası, yeşilden bir pardösü yapmış kendisine, kendi iç dünyasına kapanmış. bir de koku salıveriyor, hafif hafif, ağırdan ağırdan...

işte o zaman derin, içten bir "vay aq!" çekersiniz. anlarsınız ekmeğin başına gelenleri. anlarsınız amaa, vakit artık geç olmuştur. çıkmayacaktır o bir zamanlar fırından yeni çıkmış, üstünden buram buram dumanlar yükselen, arasına nutella sürüp yiyilesi ekmek parçası giydiği yeşil pardösüsünün içinden. onun yolu artık belediye çöplüğüne doğrudur. vakit çok geçtir artık...

(bkz: bu maceranın sonu)