bugün

ben bu yazıyı öylesine yazdım

yazmak, yara kanatmak. kabuk tutmayan yaraları inatla kaşımak.

anlatacaklarım bitmedi hiç hele de konu sen olunca. uzun uzun yazdım, uzun uzun yaşamaktı seni isteğim sen gittin şimdi kaldı bana bu satırlar.

hani, bana hep derdin uzun uzun mektuplar yaz, cesaret edemiyorum artık uzun mektuplar yazmaya da. masamın üstü bir düzine mektup dolu yanı başımda aldığımız kitaplar, elime almaktan korkar olduğum kitapların rastgele yazılı ilk sayfalarına adlarımız ve birde tarihleri.

özlüyorum meleğimi, ve özlemekten ileri gidemiyorum hiç, çoğu zaman odamda senden geriye kalan hayaletinle konuşuyorum, silüetin gözlerimin önünde, tütün krizlerine giriyorum çoğu kez.

kül tablası bulamıyorum, temizlemek zor geliyor külleri tabladan, tıpkı seni kalbimden temizlemek gibi, sigara paketlerini küllük yapıyorum.

bu sözleri yazarken pakete baktım, için de tek dal sigaram, yine bitti paketim, bitti gri hayallerim.

o gri hayaller ki yaşamamı sağlayan, o gri hayaller ki seni bende var eden. o gri hayaller ki yaşamak istediğim hayat.

ve şimdi meleğim, özleminin doruk noktasındayım sarılacak birşeyim yok sigaram dahi terk etti beni. odamda tur atan hayaletinin sessizliği sağır etmekte kulağımı.

özledim seni, gel artık meleğim.

çok özlettin meleğim, bak deli ettin deli.