bugün
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır8
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu21
- sözlük yazarlarının pankekleri14
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- akp seçmeni14
- sivasspor'a verilen penaltı27
- anın görüntüsü17
- ali erbaş10
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi19059
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği8
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
denize bakan küçük balkona çıktığında yıldızlar gökyüzünde tek tük belirmeye başlamış,alacakaranlığın o derin koyu mavisi semanın kızıllaşmış bulutlarıyla birbirine karışmış, sonsuz bir sükutun huzuruyla onu başbaşa bırakmıştı.
elindeki çay bardağını plastik masaya bırakıp saldalyesine oturdu ve bir sigara yaktı. ulvi anın sessizliğinde, uzaklardan bir evden çalınan sanat musikisi nağmeleri kulağına doldu. sessizliği inceden inceye bölen bu nağmeler ne gariptir ki onu çocukluğunun unutulmuş bir hatırasına götürdü.
küçük bir çocuktu, mutfakta tahta bir taburenin üstüne çıkıp bulaşık yıkarken gözlerini tezgaha dayalı teneke tepsiden alamazdı. tepsideki resimde büyük geniş ve beyaz , çiçeklerle bezenmiş bir taraça ve deniz manzarası vardı. devasa taraçanın sütunları önünde beyaz tülden bir tuvalet giymiş bir kadın sırtı dönük denizi seyreder, bulaşıkları yıkayan küçük çocuk ise o kadının yüzünü merak eder ve deterjanlı minik elinden bardak kayıp lavaboya düşerdi.
yüzü görünmeyen kadını hayalinde taraçada dolaştırır, saksılardaki çiçeklerinden koklatır, denizden geçen gemileri seyrettirir, sonu gelmez olasılıklar kurardı.
böylesine dalmışken annesi mutfağa gelir, onu dirseklerine kadar deterjan köpüğüne batmış halde bulur, ince kollarını çeşmeye doğru iyice uzatıp durular ve herzamanki narin sesiyle yumuşak bir sitemde bulunurdu. Annesi ona hiç yüksek sesle bağırmazdı, sanırım o büyüklerinin bir bakışından etkilenip üzülen naif çocuklardandı.
tepsiyi odada gördüğü vakitlerde kucağına alır, resimdeki beyaz tuvaletli kadının yüzünü kendisine döndüğünü hayal eder , yüzünün tıpatıp annesine benzeyeceğini , ona doğru koşup sarılacağını , o çiçekli taraçada sonsuza dek birlikte kalacaklarını ve hep mutlu olacaklarını düşünürdü. annesi onun tepsiye kenetlenmiş bakışlarını tebessümüyle ayırır , o da bütün gizli hayalleri ortaya çıkmış gibi utanırdı.
hafıza denizi üstünde bir anda sıçrayarak kanatlanan gümüşi bir hatıra, teneke tepsideki resmin boyalarının yer yer sırrı dökülüp yok olmaya yüz tuttuğu zamana kadar saklı kalmamıştı. o yaşadığı sürece var olacaktı.
kucağına düşen sigara külünü slkeleyip çocukluk anısını dağıttı.
elindeki çay bardağını plastik masaya bırakıp saldalyesine oturdu ve bir sigara yaktı. ulvi anın sessizliğinde, uzaklardan bir evden çalınan sanat musikisi nağmeleri kulağına doldu. sessizliği inceden inceye bölen bu nağmeler ne gariptir ki onu çocukluğunun unutulmuş bir hatırasına götürdü.
küçük bir çocuktu, mutfakta tahta bir taburenin üstüne çıkıp bulaşık yıkarken gözlerini tezgaha dayalı teneke tepsiden alamazdı. tepsideki resimde büyük geniş ve beyaz , çiçeklerle bezenmiş bir taraça ve deniz manzarası vardı. devasa taraçanın sütunları önünde beyaz tülden bir tuvalet giymiş bir kadın sırtı dönük denizi seyreder, bulaşıkları yıkayan küçük çocuk ise o kadının yüzünü merak eder ve deterjanlı minik elinden bardak kayıp lavaboya düşerdi.
yüzü görünmeyen kadını hayalinde taraçada dolaştırır, saksılardaki çiçeklerinden koklatır, denizden geçen gemileri seyrettirir, sonu gelmez olasılıklar kurardı.
böylesine dalmışken annesi mutfağa gelir, onu dirseklerine kadar deterjan köpüğüne batmış halde bulur, ince kollarını çeşmeye doğru iyice uzatıp durular ve herzamanki narin sesiyle yumuşak bir sitemde bulunurdu. Annesi ona hiç yüksek sesle bağırmazdı, sanırım o büyüklerinin bir bakışından etkilenip üzülen naif çocuklardandı.
tepsiyi odada gördüğü vakitlerde kucağına alır, resimdeki beyaz tuvaletli kadının yüzünü kendisine döndüğünü hayal eder , yüzünün tıpatıp annesine benzeyeceğini , ona doğru koşup sarılacağını , o çiçekli taraçada sonsuza dek birlikte kalacaklarını ve hep mutlu olacaklarını düşünürdü. annesi onun tepsiye kenetlenmiş bakışlarını tebessümüyle ayırır , o da bütün gizli hayalleri ortaya çıkmış gibi utanırdı.
hafıza denizi üstünde bir anda sıçrayarak kanatlanan gümüşi bir hatıra, teneke tepsideki resmin boyalarının yer yer sırrı dökülüp yok olmaya yüz tuttuğu zamana kadar saklı kalmamıştı. o yaşadığı sürece var olacaktı.
kucağına düşen sigara külünü slkeleyip çocukluk anısını dağıttı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar