bugün

devlet memuru

bu mesleğe girecek kişilerin bir süre özel sektörde çalışması gerektiğini düşündüğüm meslek grubu.

hala öğrenci olduğum 2010 senesinde kpss'de bir şansımı deneyeyim deyip ilk adımımı attım. puanım da fena değildi; fakat aynı sene (#22607812) sayesinde fena olmayan puanım 2 sene boyunca sancılı bir süreç yaşamama neden oldu.

sancılı süreçten kastım, 2 sene boyunca özel sektörde götümden tam anlamıyla kan almaları. ankara ayazında kız başıma montumun içine sıcak su torbası koyarak sokak sokak bayii bayii gezdim. tek tatilim olan pazar günleri, "ilçelere günü birlik drivea gidiyoruz" dediler mecburiyetten gıkım çıkmadı. ağlaya ağlaya eve geldim bir gecede sinirden iş hukuku okudum, en başta sözleşmeyi anlamadan okuyup imza attığım için hiçbir şey yapamadım. sabahın 5'inde 6'sında "istanbul'dan patronlar gelecek, işe erkenden git" diye uyandırıldım ki; uyandırılınca aslan kesilirim, kedi gibi "piki" diyebildim.

zor da olsa geçti 2 sene, son atamada ucundan yırtıp devlet memuru olmayı başardım.

o 2 yıldan sonra sadece sıcak bir odada çalışmak bile benim için çok büyük mutluluk, işimi çok seviyorum, severek de yapıyorum. annem ilk gün işe gönderirken "sakın asık suratlı memur olma" diye tembih etti. sözünü de dinliyorum.

bu işte; çok fazla bıkmış, çürümüş, masasındaki işi yapmak için evrağa uzanamayan insan var. kadın/adam hayatında zorluk görmemiş, iki dakikalık iş gözünde büyüdükçe büyüyor. sanki bütün gün dövüyorlarmış gibi saat 5 olsa da eve gitsem diyor. çalışası yok, sözüm ona "çocuk okuyor" diye emekli de olmuyor. sürekli "memurum, mağdurum" edebiyatı...

hatta şu an yanımda geçen hafta psikoloji koğuşunda yatıp beynimi yiyen bir tip var.

(bkz: yazarların başucunda bulunan eşyalar)
(bkz: kulaklık)

yani; devlet memuru olacak adamın burnu yerlerde sürüm sürüm sürtmezse, devlet memurları her zaman salla başı al maaşı olarak anılır. sen bugün gidersin yarın gelirsin, ben bugün üşenir yarın yaparım.