bugün

cari açık

ihracatın ithalatı karşılama oranı %60-65 seviyesinde kaldıkça ve tasarruf oranı artırılamadıkça türkiye'nin kaderi.

ithalatın yüksek olmasında ilk 2 sebep;
1- enerji
2- hammadde ve aramalında dışarıya bağımlılık. (bazı ürün gruplarında bağımlı olmasak bile yabancı marka tercihi)

enerji konusunda hes ve nükleer santrallerle bir atılım yapılmaya çalışıldı ancak akp doğalgaz hesabını eline yüzüne bulaştırınca, kullanmadığımız doğalgaza para ödemek durumunda kalınca ve enerji açığı arttıkça doğalgaz çevrim santallerine mecburi dönüş yaptık. yerli kömür yerine doğalgaz çevrim santrallerinin kullanılmasının sebeplerine ve sonuçlarına aşağıdaki yazılardan ulaşabilirsiniz.
http://birgun.net/yazi-go...lgaz-vurgunu--1-1091.html
(bkz: akp nin yolsuzluklara göz yumması/#22248823)
(bkz: akp nin yolsuzluklara göz yumması/#22256008)

--- alıntı ----
2012-2013 Temmuz ayları bazında yaklaşık 88,3 milyar dolarlık ihracat, 148,8 milyar dolar ithalât var. Bu ithalâtın 109,7 milyar doları ham madde ve ara mallarına ait. Stok vs. etkenler hesaba katılsa bile 88 milyar dolarlık ihracat için 109 milyar dolarlık ham madde ve ara malı ithalâtı sağlıklı bir dış ticaret yapısını işaret etmiyor.
--- alıntı ----
http://www.dunya.com/ihra...t-10-acik-22-153084yy.htm

türkiyenin ihracatta güçlü olduğu sektörlere bakalım. otomotiv, demirçelik, tekstil, makine.
otomotiv ve makine'de ihraç ettiğimizden çok ithal ettiğimiz, demir çelik'te hammadde için dışarı bağımlı olduğumuz düşünüldüğünde saniyimizin pek de katma değer yaratmadığı daha çok "montajcılık" alanında geliştiğimizi söyleyebiliriz.(elektrikli makinelerde ihraç edilen ürünü %80'i ithalat, aynı şekilde demir çelikte de öyle. katma değer %20 lerde.)

sonuç: 2013 beklenen rakamı 150 milyar usd ihracat, 175 milyar usd'lik kısmı aramalı olmak üzere toplam 250 milyar usd ithalat!

--------------

cari fazla veren ülkelere baktığımızda "türkiye'nin cari açık vermekten sonraki" 2. büyük sorununu görüyoruz.

cari fazla veren ülkelere bakalım. Japonya, Almanya, Çin ve Rusya. Bu ülkelerin hepsinin ortak özelliği ise iç tasarrufların yatırımlardan fazla olmasıdır.
http://www.mfa.gov.tr/kur...uhtelif-senaryolar.tr.mfa

türkiye'nin tasarruflarına bakalım.

----- alıntı ----
Türkiye'de tasarruf oranı %12 seviyelerine kadar çekildi. Bu oran dünyadaki genel duruma baktığımızda oldukça düşük. Gelişmiş ülkelerin tasarruf oranı ortalaması %19, gelişmekte olan ülkelerde %34, ortadoğuda ise tasarruf oranı %40'ları bulmaktadır.
----- alıntı ----
http://www.ekometre.com/8...misini-tehdit-ediyor.html

tabi ki bu resmi rakam. bir de yastık altı denilen tutar vardı. onu da "bankaların altın hesabı kampanyaları" ile ekonomiye kazandırdık!

yani!
cari açık vererek sıçıyoruz.
tasarruf oranımızın düşük olması nedeniyle sıvıyoruz.

çözüm: kredi kartları ve tüketici kredilerine getirilen kısıtlayıcı önlemler ile Bireysel Emeklilik Sistemindeki devlet teşvikinin amacı tasarrufları artırmak!

-------------

(Y) gelir= (C) tüketim+(I) yatırım+(X-M)cari denge
meşhur gelir formülüne bakalım. normalde ülkenin büyümesi için daha fazla yatırım yapılması, daha fazla ticaret fazlası elde edilmesi vs. gerek.
türkiye'nin büyümesi ise ranta dayalı inşaat sektörüne ve tüketim harcamalarına dayanıyor! yatırım harcamalarımız ise hak getire!
kullandığımız dış fonlar ile yatırım harcaması yapsak en azından "gelecek yıllarda bu yatırımların geri dönüşü olacak cari açık azalacak" derdik. ancak biz yatırım için değil daha fazla tüketmek için dış dünyadan borç aldık! onu da mirasyediler gibi satarak ödemeye çalışıyoruz!

bunca yıldır milli geliri artırma adına cari açığı; paralı askerlik, 2b arazileri, özelleştirme, kara para aklamak için vesile olan varlık barışı gibi bir seferlik kaynak bulma yöntemleri ile çözmeyi denedik! ama deniz bitti!
(varlık barışına ilişkin yazım için... (bkz: bunların bırakın da hani ekonomimiz çok iyiydi/#20746057)

baktılar ki vatandaş gelirinden fazlasını harcamaya başladı ve bu paralar yurt dışına gidiyor. şimdi taksit sınırlamaları, ev ve araba alımlarında peşinat sınırlamaları, tcmb zorunlu karşılık artışları gibi düzenlemelerle bunun hızını kesmeye çalışıyorlar!

yukarıdaki denklemde zarların düşeş gelmesi doğrudan yabancı yatırıma bağlı! yani cari açığı finanse edenler portföy yatırımı olarak değil de kalıcı (yatırım olarak) olarak gelecek.
örneğin apple türkiye'ye ihracat yapmayacak da (ya da türkiye'den kazandığı paralarla türkiye'de fon yatırımı yapmayacak da) üretimi türkiye'de yapacak!
olur mu? zor! senede gelse gelse 10 milyar usd'lik gelsin geri kalan 90 milyar usd nolacak?

-------------

daha önce değinmiştik ve dediklerimizin hepsi çıktı!
--- alıntı ---
eğer finansman sağlayamaz isek ülke açısından olacakları söyleyeyim.
döviz artışı,
özelleştirmelerin tam gaz devamı,
ithalatın azalması, belki ekonomik küçülme, işsizlik.
işten çıkarılan kişilerin bankalara ipotekli konutlarının satışı.
dibe vurmuş konut kredisi faizlerinin yükselmesi.
ya da ekonomik büyümeyi sağlamak adına kamu arazilerinin talanına devam edilmesi inşaat (ranta) dayalı ekonomik modelin bir süre daha sürdürülmesi.
--- alıntı ---
(bkz: bunların bırakın da hani ekonomimiz çok iyiydi/#20222128)

şimdi tekrar öngörüde bulunalım.

ak taifesinin savunduğu durum: "finansman sorunu olmadıkça bu cari açık sorun olmaz"
işte zurnanın zırt dediği yer burası. bir aralar ak'ların ağzında sakızdı bu söz! ne zamanki fed açıklamaları ile küresel likiditenin azalacağı açıklandı. ak'ların götü tutuştu! ondan sonra yukarıda saydığım tüketimi azaltıcı düzenlemeler ardı ardına gelmeye başladı!

öncelikle şu bilgiye bakın!
----- alıntı ----
2002'de cari açık 622 milyon dolar, bugün 47 milyar dolar. 2002'de her yüz dolarlık kısa vadeli borç ve cari açık için bir yıllık döviz gideri karşılığında merkez bankası'nda rezerv 166 dolar iken, bugün 78 dolara düştü.
----- alıntı ----
(bkz: bunların bırakın da hani ekonomimiz çok iyiydi/#20445994)

yani diyor ki! borç stoğun kendini döndüremez noktaya geliyor. önünde iki seçenek var!
ya borçluluğu azalt ya da tasarrufu arttır! zira dış finansman ani kesilirse kriz bu sefer teğet geçmez! deler de geçer!

oecd yorumu ne? türkiye, ucuz işgücüne dayalı montaj sanayi nedeni ile 50 yıl daha kalkınamaz!
(bkz: bunların bırakın da hani ekonomimiz çok iyiydi/#20930609)

bir de bilimsel makaleden bakın olaya.
makale adı: türkiye 2023 yilinda dünyanin on büyük ekonomisinden biri olabilir mi?
http://journal.dogus.edu..../article/viewFile/583/325
el cevap: nah olur!
(bkz: türkiye ekonomisinin sağlıklı büyümesi devam edyor/#22391475)