bugün

sözlük yazarlarının itirafları

yokladım mı duygularımı
hala sevebiliyor muyum insanları?

sevemiyorum.
bırak bir adamı, herhangi bir insanı sevemiyorum.
sevme yetimi kaybettim sanırsam.
kendimi bildim bileli, hep ama hep mutsuzdum.
kadersiz hissederdim kendim, sanki yanlış bir hayat yaşıyormuş gibi.
sanki geçmişte çok büyük bir acı yaşıyormuşum da onun acısını omuzlarımda taşıyormuşum gibi.
halbuki olan hiç bir şey yoktu.
ya da bir çocuk bunu bilemezdi.
yıllar geçtikçe hayatımda o kadar büyük acılar yaşadım ki, bu yük, yaşayacağım acıların yüküymüş diye düşündüm.
onları yaşadıkça,sanki haketmişim gibi, sanki onları bekliyormuş gibi sessizce o acıları çekmeye başladım.
acı çektikçe hayatımdaki eksik tamamlanıyor, tam oluyordum, ama fevkalade kederli oluyordum.
hala öyleyim.
bazen mutluluğun bana geldiğini sanır, usulca kapımı açar, beklerdim.
merdivenden çıkan ayak seslerini duydukça, babası işten gelen bir çocuğun heyecanı ve sevinci içinde heyecanlanır, kapının eşiğinde beklerdim.
içim içime sığmazdı.
sonra mutluluk gelirdi, kapıya bakardı bir daireyi arar gibi, numaraya bakardı, yüzüme bakardı ve geri giderdi.
bende anlardım zaten bu işte bir terslik olduğunu, yanlış daireye geldiğini.
o yüzden hiç şaşırmaz, kapıyı kapatırdım usulca.
ve beklemeye devam ederdim.
ama artık beklemiyorum.
gelmeyeceğini biliyorum çünkü.
var olduğundan bile emin olmadığım o his, gitti.
bir daha gelmemek üzere.
bense, her zamankinden daha çaresiz, daha bıkkınım.
yokluyorum kendimi ne kaldı içimde diye?
kırık dökük parçalardan başka, hiç bir şey yok.
o da içime batıp duruyor.