bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız9
- hamas bir terör örgütüdür16
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence8
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
baskıcı rejimlerin yarattığı, insanları yönetmenin ve en önemlisi kontrol etmenin pek kolay olduğu toplumlardır.
çoğu distopyada karşımıza çıkar, keyifle okuruz.. ya da izleriz, sonra kendi hayatlarımızı düşünmeye başlarız, toplumumuzu, yaşananları. nasıl bizleri korkuttukları aklımıza gelir, elbet bir kez olsun susmuşuzdur ya da bir gün susturulacağımızı içten içe biliyoruzdur. peki ya inandıklarımız? yok olmaya yüz mü tutacaktır derinlerde?
karanlıkta bir mum olmak kolay mıdır? bazen isteriz, bazen o gücü buluruz içimizde ama "korku" ağır basar çoğunlukla. çünkü korku toplumlarında kişi de yalnızdır.
yalnızdır ve hep bir paranoyası vardır, izlendiğine-dinlendiğine dair. bir gün onun için geleceklerini hisseder..
--- paranoya ---
Ayağa kalktı ve kapıyı kilitledi. Evde kimsenin olmadığını biliyordu ama yine de gözü sürekli sol tarafa, koridora bakmasın diye kapıya kilit vurdu. Bilgisayarını açtı. Artık emin gibiydi, artık biliyordu bu gerçeği. Bu onun kafasından uydurmuş olduğu o aptal illüzyonlardan olamazdı, olmamalıydı. Gerçekti, inkar edemeyeceği kadar gerçek. Bunu biliyordu ve hemen şimdi gösterecekti, kanıtlayacaktı kendine ve dünyaya. Bilgisayarın kamerasını düzeltti, kendisine doğru çevirdi ama tamamen değil, yan ve biraz dar bir açıdan kamera onu görebiliyordu. Telefonunu çıkarttı, birkaç numara tuşladıktan sonra, telefonu kulağına götürdü ve beklemeye başladı.
-Alo, bana söylenenleri harfiyen yaptım. Tarikata olan bağımı son sözümle birlikte göstereceğim. Hı? Hıhı, pekala. Emredersiniz. Anlaşıldı.
Telefonu kapattı, birden bir şey unutmuş gibi hemen bilgisayarın mikrofonunu aradı, rahatlamış ifadesi, mikrofonu bulduğunda ve açık olduğunu anladığında ortaya çıktı. Kendi kendine konuşmaya devam ediyordu;
-Hayır, bunu yapmalıyım. Vazgeçemem. Şu an değil. Dün vazgeçebilirdim ama bana bir köpek gibi davrandılar ve şimdi onlara bunu ödetmeliyim. Kinimin önünde can vermeliler. Onlar beni küçük ve hor gördü ama, ama---
Fareyle oynamaya başladı, arama motorunu açtı ve şu başlıkları arattı.
-Ev yapımı bomba nasıl yapılır?
-Cesaret verici haplar.
-istanbulun en büyük ve kalabalık alışveriş merkezi.
Yazılanları yarım saat, bir saat okuduktan sonra Tamamdır! dedi ve kapattı bilgisayarı.
Az önce boncuk boncuk terleyen ve stresli olan adam gitmişti, kahkaha atıyordu şimdi. Kendine bir içki aldı ve beklemeye başladı sokak kapısının önünde. Gülüyordu ve emindi. Kendini tutamıyordu istemsiz kahkasını bastıramıyordu. Gülerken çirkin olduğuna inanmıştı hep ama yine de her şeye rağmen gülüyordu.
Knok, knok.
iki defa çalındı kapı ve ayağa kalktı, artık halüsinasyon görmediğini ve tahmin ettiklerinin gerçek olduğunu biliyordu.
Knok, knok, knok.
Üç defa çalındı bu sefer, bekliyordu, kapının ardındaki adamın polis diye seslenmesini duymak istiyordu. Bunu duymalıydı ve öyle açmalıydı kapıyı. Yahut kırmalıydılar. Ama artık emindi, bilgisayarına bile güvenemezdi, çünkü yaptığı her şey izleniyordu. Arattığı yazılar için bile muhtemelen bir süzgeç kullanılıyor ve bu süzgece takılan her yazı inceleniyordu. Özel hayat diye bir şey olmamıştı ve yoktu. Hepimiz izleniyor, dinleniyor ve gözleniyorduk.
Knok, knok, knok, knok!! Kimse yok mu? Kapıcı geldi.
Hay aksi!
çoğu distopyada karşımıza çıkar, keyifle okuruz.. ya da izleriz, sonra kendi hayatlarımızı düşünmeye başlarız, toplumumuzu, yaşananları. nasıl bizleri korkuttukları aklımıza gelir, elbet bir kez olsun susmuşuzdur ya da bir gün susturulacağımızı içten içe biliyoruzdur. peki ya inandıklarımız? yok olmaya yüz mü tutacaktır derinlerde?
karanlıkta bir mum olmak kolay mıdır? bazen isteriz, bazen o gücü buluruz içimizde ama "korku" ağır basar çoğunlukla. çünkü korku toplumlarında kişi de yalnızdır.
yalnızdır ve hep bir paranoyası vardır, izlendiğine-dinlendiğine dair. bir gün onun için geleceklerini hisseder..
--- paranoya ---
Ayağa kalktı ve kapıyı kilitledi. Evde kimsenin olmadığını biliyordu ama yine de gözü sürekli sol tarafa, koridora bakmasın diye kapıya kilit vurdu. Bilgisayarını açtı. Artık emin gibiydi, artık biliyordu bu gerçeği. Bu onun kafasından uydurmuş olduğu o aptal illüzyonlardan olamazdı, olmamalıydı. Gerçekti, inkar edemeyeceği kadar gerçek. Bunu biliyordu ve hemen şimdi gösterecekti, kanıtlayacaktı kendine ve dünyaya. Bilgisayarın kamerasını düzeltti, kendisine doğru çevirdi ama tamamen değil, yan ve biraz dar bir açıdan kamera onu görebiliyordu. Telefonunu çıkarttı, birkaç numara tuşladıktan sonra, telefonu kulağına götürdü ve beklemeye başladı.
-Alo, bana söylenenleri harfiyen yaptım. Tarikata olan bağımı son sözümle birlikte göstereceğim. Hı? Hıhı, pekala. Emredersiniz. Anlaşıldı.
Telefonu kapattı, birden bir şey unutmuş gibi hemen bilgisayarın mikrofonunu aradı, rahatlamış ifadesi, mikrofonu bulduğunda ve açık olduğunu anladığında ortaya çıktı. Kendi kendine konuşmaya devam ediyordu;
-Hayır, bunu yapmalıyım. Vazgeçemem. Şu an değil. Dün vazgeçebilirdim ama bana bir köpek gibi davrandılar ve şimdi onlara bunu ödetmeliyim. Kinimin önünde can vermeliler. Onlar beni küçük ve hor gördü ama, ama---
Fareyle oynamaya başladı, arama motorunu açtı ve şu başlıkları arattı.
-Ev yapımı bomba nasıl yapılır?
-Cesaret verici haplar.
-istanbulun en büyük ve kalabalık alışveriş merkezi.
Yazılanları yarım saat, bir saat okuduktan sonra Tamamdır! dedi ve kapattı bilgisayarı.
Az önce boncuk boncuk terleyen ve stresli olan adam gitmişti, kahkaha atıyordu şimdi. Kendine bir içki aldı ve beklemeye başladı sokak kapısının önünde. Gülüyordu ve emindi. Kendini tutamıyordu istemsiz kahkasını bastıramıyordu. Gülerken çirkin olduğuna inanmıştı hep ama yine de her şeye rağmen gülüyordu.
Knok, knok.
iki defa çalındı kapı ve ayağa kalktı, artık halüsinasyon görmediğini ve tahmin ettiklerinin gerçek olduğunu biliyordu.
Knok, knok, knok.
Üç defa çalındı bu sefer, bekliyordu, kapının ardındaki adamın polis diye seslenmesini duymak istiyordu. Bunu duymalıydı ve öyle açmalıydı kapıyı. Yahut kırmalıydılar. Ama artık emindi, bilgisayarına bile güvenemezdi, çünkü yaptığı her şey izleniyordu. Arattığı yazılar için bile muhtemelen bir süzgeç kullanılıyor ve bu süzgece takılan her yazı inceleniyordu. Özel hayat diye bir şey olmamıştı ve yoktu. Hepimiz izleniyor, dinleniyor ve gözleniyorduk.
Knok, knok, knok, knok!! Kimse yok mu? Kapıcı geldi.
Hay aksi!
güncel Önemli Başlıklar