bugün

islam

hakkında varılan yanlış çıkarımlardan biri, toplumları en ileri seviyeye taşıdığıdır. bundan kast edilen 9.-12. yüzyıllar arası yaşanan entelektüel ve bilimsel aydınlanma. Bunun sebebini islam'da görmek yanlış. Bu dönemdeki felsefi ve bilimsel aydınlanmanın sebebi islam değil, eski mısır-helen-yunan eserlerinin arapçaya çevrilmesi ve kütüphaneler kurulmasıdır.

bu eserleri okuyup yorumlayan kişiler, özgür düşünceyle tanışmış, bu sayede de bunların üstüne bina ettikleri yeni felsefeler ve bilimsel gelişmeler kaydetmişlerdir. islamiyet'in başlangıcını yaptığı sanılan nice bilimsel ve felsefi buluşların kökeni, eski yunandadır. matematik, astronomi, biyoloji, devlet felsefesi, şüphecilik gibi alanlarda gelişme, eski yunan ve mısır eserleri üzerine bina edilmiştir, sıfırdan bir gelişmeden bahsedilemez. zaten ortaçağ sonunda başlayacak hristiyan rönesansı da aynı kaynaktan beslenecektir. bu sefer avrupa, eski yunan eserlerinin yanında arap filozof ve bilim adamlarının eserlerini de çevirecek, yeni sistemlerini bunlar üzerine inşa edecektir. bilim ve felsefe üstüne koya koya ilerler.

islamiyet eski yunan'dan almış geliştirmiş, avrupa da islamiyet ve eski yunandan almış, daha da geliştirmiştir. avrupanın bu gelişimine hristiyanlık sebep olmadığı gibi, islamiyet'in gelişimine de islam sebep olmamıştır. asıl sebep, eleştirel düşüncenin ve sorgulamanın öğrenilmesi, ve anlam verilemeyen durumların sebebinin ilahiyata ve dogmalara baglanmasındansa cevaplarının aranmaya başlanmasıdır.

eger islamiyet'in 300 yıllık aydınlanmasını islamiyet'e baglayacak şekilde okursak, avrupanın gelişmesini de hristiyanlığa bağlamış gibi oluruz ki bu çok yanlıştır. çünkü islamiyet'te gelişim en yüksek devrini eski yunan eserlerinin çevirisiyle özgür düşünce yönteminin ögrenilmesinden aldıysa, avrupa da bilim ve felsefede en hızlı gelişimi, bu eserlerin çevrilmesinin devamında hristiyanlığı toplumsal yaşamdan ve devlet yönetiminden atması sonrasında yaşamıştır. islam devletinin gelişimini islam'a bağladığımız, ve geri kalışını islam'ı yanlış yorumlamaya yorduğumuz için de yüzyıllardır yanlışlardayız. bilim felsefe ve kültür, dinle degil, özgür düşünce ve bilimle gelişir.