bugün
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim11
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- futbolcu ismiyle nick almak10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- vatandaşlık farkı alan otel15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü18
- kanınıza rengini verir misiniz11
- abır nerede sorunsalı8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı45
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş9
bir taraftar serzenişi. türkiyede siyaset de böyle zaten. takım tutar gibi parti tutuyor insanlar. birisi mustafa kemal atatürkü hz peygamberle kıyaslar. birisi erdoğanı atatürkle. işte bu yüzden türkiyede halkın siyasi yönelimleri araştırılırken, normal vatandaşın tepkileri bir kobayın tepkileri gibi ölçülür. yani toplumun rasyonel kararlar verme eğiliminde olduğu varsayılmaz pek. başka bir deyişle adam yerine konulup da dinlenilmez kahvedeki vatandaş. çünkü bilinir ki o adamın tutarlı ve mantıklı davranmasını bekleyen varsayımlar çoğu zaman yanlış sonuçlar verir.
diktatör denildiği zaman kast edilen şeyler bellidir. bir ülkede demokrasi olsun, olmasın. var olması gereken yapılar vardır. modern devlet anlayışında yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması gerektiği gerçeği su götürmezdir. yani farz-ı misal, bir ülkede on küsür yıl iktidarda kalan birisi döneminde yargı, yapılan atamalar vs neticesinde bir anda değişiyorsa, ülkeyi sarsan bir davada hakim avukata "avukat her zaman savunma yapacak diye bir şey yok. yeri geldiğinde susup kabul etmesini de bilecek" diyecek kıvama gelebiliyorsa, yargının açık bir şekilde hükümetin ideolojisi ve kafa yapısıyla paralel kararlara imza attığı görülüyorsa o ülkede bağımsız yargıdan söz edilemez. yasama ve yürütme arasında bizim gibi ülkelerde zaten pek ciddi bir ayrım yapılamamaktadır. demokrasinin dördüncü ayağı denilen medya da "yandaş"laşmışsa, bağımsız ve tarafsız olma özelliğini kaybetmişse, hükümeti eleştiren yayınlar, programlar yapılamıyorsa, muhalifler seslerini ana akım medyada duyuramıyorlarsa demokrasinin son kalesi de ele geçirilmiş demektir. bu saatten sonra o zatı muhteremi gönül rahatlığıyla diktatör diye nitelendirebilirsiniz. parti içi demokrasi, vekil muhalefeti, çıkar gruplarının ve lobilerin, sivil toplum örgütlerinin hükümete baskı uygulaması gibi şeylere deyinmiyorum bile. onlar zaten bizim için hayal.
atatürk dönemi ise zaten demokratik olarak nitelendirilecek bir dönem değildir. o dönemde şahısların ellerinde bulundurduğu zenginlik ve işgücü, devletinkinin yanında devede kulak kalıyordu. her şeyin devlet eliyle gerçekleşmesi gerekiyordu ve toplumun demokrasi kültürü bir kaç büyük şehir ve başarılı sayılamayacak bir parlamento tecrübesi haricinde neredeyse hiç yoktu. dolayısıyla, dünyanın en demokrat insanı dahi olsa atatürkün o dönemde çok demokratik bir lider olma şansı yoktu. ama devletin onun döneminde demokrasiye geçişte ilk adımı attığı ve demokratikleştiği tartışmasız bir gerçektir. atatürkün bu dönemde yapmış olduğu kişisel hataları, siyasi tercihlerindeki yanlışlıklar vs varsa bunlar tartışılır tabi. neticede atatürk de, tıpkı recep tayyip erdoğan gibi, bir insandı. demokratik bir liderdi deme şansımız da yok kendisi için. tekrar hatırlatayım, bunun en temel sebebi, dönemin şartlarıdır. ama bugünün şartlarıyla demokratik bir lider olmak kesinlikle ve kesinlikle, o liderin elindedir bu ülkede.
diktatör denildiği zaman kast edilen şeyler bellidir. bir ülkede demokrasi olsun, olmasın. var olması gereken yapılar vardır. modern devlet anlayışında yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması gerektiği gerçeği su götürmezdir. yani farz-ı misal, bir ülkede on küsür yıl iktidarda kalan birisi döneminde yargı, yapılan atamalar vs neticesinde bir anda değişiyorsa, ülkeyi sarsan bir davada hakim avukata "avukat her zaman savunma yapacak diye bir şey yok. yeri geldiğinde susup kabul etmesini de bilecek" diyecek kıvama gelebiliyorsa, yargının açık bir şekilde hükümetin ideolojisi ve kafa yapısıyla paralel kararlara imza attığı görülüyorsa o ülkede bağımsız yargıdan söz edilemez. yasama ve yürütme arasında bizim gibi ülkelerde zaten pek ciddi bir ayrım yapılamamaktadır. demokrasinin dördüncü ayağı denilen medya da "yandaş"laşmışsa, bağımsız ve tarafsız olma özelliğini kaybetmişse, hükümeti eleştiren yayınlar, programlar yapılamıyorsa, muhalifler seslerini ana akım medyada duyuramıyorlarsa demokrasinin son kalesi de ele geçirilmiş demektir. bu saatten sonra o zatı muhteremi gönül rahatlığıyla diktatör diye nitelendirebilirsiniz. parti içi demokrasi, vekil muhalefeti, çıkar gruplarının ve lobilerin, sivil toplum örgütlerinin hükümete baskı uygulaması gibi şeylere deyinmiyorum bile. onlar zaten bizim için hayal.
atatürk dönemi ise zaten demokratik olarak nitelendirilecek bir dönem değildir. o dönemde şahısların ellerinde bulundurduğu zenginlik ve işgücü, devletinkinin yanında devede kulak kalıyordu. her şeyin devlet eliyle gerçekleşmesi gerekiyordu ve toplumun demokrasi kültürü bir kaç büyük şehir ve başarılı sayılamayacak bir parlamento tecrübesi haricinde neredeyse hiç yoktu. dolayısıyla, dünyanın en demokrat insanı dahi olsa atatürkün o dönemde çok demokratik bir lider olma şansı yoktu. ama devletin onun döneminde demokrasiye geçişte ilk adımı attığı ve demokratikleştiği tartışmasız bir gerçektir. atatürkün bu dönemde yapmış olduğu kişisel hataları, siyasi tercihlerindeki yanlışlıklar vs varsa bunlar tartışılır tabi. neticede atatürk de, tıpkı recep tayyip erdoğan gibi, bir insandı. demokratik bir liderdi deme şansımız da yok kendisi için. tekrar hatırlatayım, bunun en temel sebebi, dönemin şartlarıdır. ama bugünün şartlarıyla demokratik bir lider olmak kesinlikle ve kesinlikle, o liderin elindedir bu ülkede.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar