bugün

kamulaştırma

devletin bir mülke belli bir ücret karşılığı el koyması. AKP'ye kadar Türkiye'de olması gerektiği gibi işler, yol v.s. gibi kamuya gerekli zımbırtılar yapmak için yapılırdı. AKP'den sonra Türkiye'de de durum ABD'ye döndü. ABD'de konu kamu kullanımı değil paraya bakar. Bir yerlere yüksek yüksek binalar yapacaksan ve bu bölgedeki taşınmaz sahiplerinden bir ya da daha çoğu mülkünü satmaya yanaşmazsa dava açılır. Mülkünü satmak istemeyen tarafların ABD'de bu davaları kazandığı vâki değildir.

AKP'den sonra Türkiye'de olana bir örnek vereyim:

Bundan birkaç yıl önce Bakırköy'de imar planı değiştirilerek bir bölge yeşil alan ilân edildi. Bu bölgedeki evlere el kondu ve belediyeye devredildi. Buraya kadar sıkıntı yok, di'mi? Yeşil alan sonuçta kamu yararınadır. Neyse... Sonrasında belediye para etmeyecek böylesi bir bölgeyi bir şirkete sattı. Sonrasında imar planı bir kez daha değiştirilerek bölge bir kez daha imara açıldı ama bu kez daha yüksek binalar yapılabilinecekti. Sonunda oraya çok katlı dev bir alışveriş merkezi yapıldı.