bugün

neo

öncelikle neo rolü keanu reeves ten önce brad pitt e değil jet li ye önerilmiştir. oldukça yüksek bir rakam* önerilmiş olmasına rağmen jet li "beyler bu film iş yapmaz."* diyerekten reddetmiştir. wachowski biraderler de sen bilirsin diyip bilimkurgu filmlerinin en kral oyuncusu seçilen keanu reeves e teklifi götürmüş ve olumlu yanıt almıştır.

the matrix serisine bakarsak her filmde, neo, farklı bir profil çizmektedir. en sevimlisi ve hassas olanı (daha doğrusu türk insanına en yakın olanı) ilk filmdeki neo dur. sanal dünyada alemin kralıyken bilgisayarına giren bir adam yüzünden tüm hayatı değişir. gerçek ile sanal arasındaki farkı keşfeder. olaya çabuk adapte olur. arkadaşları ile hızlı kaynaşır. kaptanına karşı sevgisi ve bağlılığı sonsuz olduğu gibi üstü olan trinity e de aşık olur. ilk filmin son kısmındaki metro istasyonundaki dövüş sahnesinde ise "herşeye rağmen ayaktayım ve inanıyorum" mesajını verir izleyiciye adeta. (ki zaten matrix serisinin mottosu inanmaktır)

ikinci filmde daha olgun, daha kendine güvenen o günlük halden çıkıp da daha bir cool tavra bürünen bir neo vardır. bu konuşmasına bile yansır ki ajanlara "hiya fellas!" diye seslenip onlarla "hıh! upgrades!" diye dalga geçer. gereksiz bir filmde elinden geleni yapan, sanal dünyaya iyice adapte olmuş ancak artık gerçek dünyada da güçlerinin farkına varmaya başlamış bir neo görünür.

son filmdeki neo ise tanımsızdır. ne doğru ne yanlış belli değildir onun için ki zaten film defalarca izlense de seyircinin aklında soru işaretleri bırakır; "yahu neo ne yapmaya çalışıyor? bu adam neden net konuşmuyor? amacın ne lan!?!"
peki ne olur sonra? ikinci filmdeki sktiriboktan anahtarcı muhabbetinin üstüne burda da ayrı "dünyalara sıkışmış neo" muhabbeti girer.

filmin sonuna doğru neo nun inanmaya başladığı şeyin aslında ne olduğu fark edilir. neo ne zion un insanları için çarpışmaktadır, ne de trinity için. neo "özgürlük" için savaşmaktadır. ruhunu saran kokuşan, buruşan, kanayan et parçasından bir kurtuluştur neo nun aradığı şey. bunun için savaşmalıdır "zion" kisvesi altında. bunu da ikizi sayılabilecek ajan smith e karşı yapar. kaybetti gibi görünse de kazanır. vücudundan çıkar, serbest kalır.

normalde matrix içindeki insanların bedenlerinden kurtulup gerçek hayata döndüğü savunulur. bu insanlar özel insanlardır. neo ise gerçek hayatta bunu başarabilmiş kişidir. bu da onun gerçek dünyadaki makinalara karşı olan gücünün açıklamasıdır.