bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı10
- patiswiss14
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni14
- ali erbaş19
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi17
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu8
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması15
dünyanın önemli doğa harikalarından ve türkiye'nin en büyük milli parklarından biri olan munzur vadisine bugün barajlar yapılmak isteniyor. munzuruma dokunma hareketi de doğayı katledecek, yöre insanına sadece göç ve açlık getirecek bu barajların yapımını engellemek için oluşturulmuş harekettir.
"Tunceli'nin su potansiyelinin yüzde 37'si bu barajlara hapsedilecek. Bu, yaşamını sudan sağlayan bir toprağın insanlarını göçe, açlığa ve yoksulluğa terk etmek anlamına geliyor" diyen avukat Murat Cano, bölgeye yapılacak barajların mevcut ekonomik durumu geriye götüreceğini söyledi:
"Sekiz barajın yıllık ekonomik katkısı 80 milyon dolar olacak. Bu rakam, bölgeye has özel bir sarımsak türünün getireceği ekonomik katkıdan daha az."
Cano, barajların fayda ve zararlarını şöyle özetledi:
* Söz konusu barajların yapımını savunanlar yalnız kendi değerlerini ileri sürüyor. Oysa, orada yaşayan insanların, doğa ve kültürün sahip olduğu değerlerin tahribatının da göz önüne alınması gerekir.
* Barajlarla, halen koruma altında bulunan Türkiye'nin ilk ulusal doğal parkı da sular altında kalacak.
* Bu proje kasıtlı bir proje midir? Buna ihtimal vermek istemiyorum. Ama bu proje, Tunceli'nin doğasını, dolayısıyla da bu doğanın insanını yani Tunceli'yi yok etme projesi haline gelebilir. Tuncelilinin hayatı yakın ve mevcut bir tehlikeyle karşı karşıya. içinde yaşayacak bir coğrafyanız olmazsa, ne yaparsınız?
Geray: Proje yanlışlıklarla dolu
Barajlar projesinin yönetim ve sürdürülebilir kalkınma açısından yanlışlıklarla dolu olduğunu, suyun bir kapitalist pazar metası olarak görüldüğünü savunan Prof. Dr. Geray, yapılanların Anayasa'nın 169. maddesine aykırı olduğunu belirtti. Geray, Türkiye'nin yönetim geleneklerini ve bu geleneklerdeki yanlışlıkları hatırlattı, toplumun genelini ilgilendiren konularda karar ve uygulama süreçlerinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Uyar: 'Ne kadar' değil, 'nasıl'?
Prof. Dr. Uyar ise, "enerjinin etkin kullanımı" ile "alternatif enerji kaynaklarının verimliliği"ni anlattı:
"Gelişmiş ülkeler, ellerindeki 'çöp teknolojileri' başka ülkelere pazarlıyor. Bu nedenle uyanık olmamız gerekir. Munzur'a yapılacak hidroelektrik santrallerin üreteceği enerji çok az. Rüzgar enerjisi elde etmek için devletin katkısı olmaksızın gerçekleştirilmek üzere, Enerji Bakanlığı'nın onayını bekleyen çevreye zararı sıfır olan rüzgar santralleri projeleri bile, bu barajların üreteceği enerjinin on katı güçte."
Contepe: Proje Tunceli'yi bitirmeyi amaçlıyor
Panelin son konuşmasını kapatılan Yeşiller Partisi Genel Başkanı Bilge Contepe yaptı.
"Havayı, suyu ve toprağı kirletiyoruz; bu da yaşamımızın kirlenmesine neden oluyor. Bu kirliliğin etkileri her alanda görülüyor" diyen Contepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Aliağa'da kurulması planlanan termik santrale karşı el ele tutuşan insanlar, oraya zarar verecek santralin yapımını engelledi.
* Daha sonra, Akkuyu nükleer santral yapımına karşı el ele 10 yıl mücadele ettik. Buraya da nükleer santral yapılamadı.
* Yurt içinde ve yurt dışında insanlar el ele verirse, zararları açık olan bu proje de gerçekleyebilir.
* Munzur'a yapılmak istenen barajların gerçek anlamının iyi kavranması gerekir. Bu proje, Tunceli'yi bitirmeye yöneliktir. Doğaya bir savaş açılmış gibi görünse de, o doğa insanlarıyla birlikte vardır ve açılan savaş o coğrafyanın insanına karşı açılmıştır.
* Bunu bir insani ve politik mücadeleyle ortadan kaldırmak gereklidir. Bilgi ve eylemle karşı çıkılmalıdır. Küresel bir saldırı vardır, küresel bir karşı çıkış gerçekleştirilmelidir" dedi.
kaynak:yesiller.org.
"Tunceli'nin su potansiyelinin yüzde 37'si bu barajlara hapsedilecek. Bu, yaşamını sudan sağlayan bir toprağın insanlarını göçe, açlığa ve yoksulluğa terk etmek anlamına geliyor" diyen avukat Murat Cano, bölgeye yapılacak barajların mevcut ekonomik durumu geriye götüreceğini söyledi:
"Sekiz barajın yıllık ekonomik katkısı 80 milyon dolar olacak. Bu rakam, bölgeye has özel bir sarımsak türünün getireceği ekonomik katkıdan daha az."
Cano, barajların fayda ve zararlarını şöyle özetledi:
* Söz konusu barajların yapımını savunanlar yalnız kendi değerlerini ileri sürüyor. Oysa, orada yaşayan insanların, doğa ve kültürün sahip olduğu değerlerin tahribatının da göz önüne alınması gerekir.
* Barajlarla, halen koruma altında bulunan Türkiye'nin ilk ulusal doğal parkı da sular altında kalacak.
* Bu proje kasıtlı bir proje midir? Buna ihtimal vermek istemiyorum. Ama bu proje, Tunceli'nin doğasını, dolayısıyla da bu doğanın insanını yani Tunceli'yi yok etme projesi haline gelebilir. Tuncelilinin hayatı yakın ve mevcut bir tehlikeyle karşı karşıya. içinde yaşayacak bir coğrafyanız olmazsa, ne yaparsınız?
Geray: Proje yanlışlıklarla dolu
Barajlar projesinin yönetim ve sürdürülebilir kalkınma açısından yanlışlıklarla dolu olduğunu, suyun bir kapitalist pazar metası olarak görüldüğünü savunan Prof. Dr. Geray, yapılanların Anayasa'nın 169. maddesine aykırı olduğunu belirtti. Geray, Türkiye'nin yönetim geleneklerini ve bu geleneklerdeki yanlışlıkları hatırlattı, toplumun genelini ilgilendiren konularda karar ve uygulama süreçlerinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Uyar: 'Ne kadar' değil, 'nasıl'?
Prof. Dr. Uyar ise, "enerjinin etkin kullanımı" ile "alternatif enerji kaynaklarının verimliliği"ni anlattı:
"Gelişmiş ülkeler, ellerindeki 'çöp teknolojileri' başka ülkelere pazarlıyor. Bu nedenle uyanık olmamız gerekir. Munzur'a yapılacak hidroelektrik santrallerin üreteceği enerji çok az. Rüzgar enerjisi elde etmek için devletin katkısı olmaksızın gerçekleştirilmek üzere, Enerji Bakanlığı'nın onayını bekleyen çevreye zararı sıfır olan rüzgar santralleri projeleri bile, bu barajların üreteceği enerjinin on katı güçte."
Contepe: Proje Tunceli'yi bitirmeyi amaçlıyor
Panelin son konuşmasını kapatılan Yeşiller Partisi Genel Başkanı Bilge Contepe yaptı.
"Havayı, suyu ve toprağı kirletiyoruz; bu da yaşamımızın kirlenmesine neden oluyor. Bu kirliliğin etkileri her alanda görülüyor" diyen Contepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Aliağa'da kurulması planlanan termik santrale karşı el ele tutuşan insanlar, oraya zarar verecek santralin yapımını engelledi.
* Daha sonra, Akkuyu nükleer santral yapımına karşı el ele 10 yıl mücadele ettik. Buraya da nükleer santral yapılamadı.
* Yurt içinde ve yurt dışında insanlar el ele verirse, zararları açık olan bu proje de gerçekleyebilir.
* Munzur'a yapılmak istenen barajların gerçek anlamının iyi kavranması gerekir. Bu proje, Tunceli'yi bitirmeye yöneliktir. Doğaya bir savaş açılmış gibi görünse de, o doğa insanlarıyla birlikte vardır ve açılan savaş o coğrafyanın insanına karşı açılmıştır.
* Bunu bir insani ve politik mücadeleyle ortadan kaldırmak gereklidir. Bilgi ve eylemle karşı çıkılmalıdır. Küresel bir saldırı vardır, küresel bir karşı çıkış gerçekleştirilmelidir" dedi.
kaynak:yesiller.org.
güncel Önemli Başlıklar