bugün

bulent ersoy dindarligi

aslında ciddi anlamda tartışılması gereken bir dindarlıktır. bulent ersoy transeksüel olduğunu unutturacak kadar gözümüze gözümüze sokulmuştur magazin çevrelerince. "bülent hanım" hitabı bile garip gelmiyor artık kulaklarımıza ve insanlar bir transeksüelin kınasını-düğününü gülümseyen yüzlerle izleyebilmekteler. elbette normal olan budur fakat korkutucudur. zira diğer tüm korkutucu durumlar gibi medya tarafından ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyularak meşru duruma getirilmiştir.

bülent ersoy dindarlığı tek kelimeyle "pişmanlık dindarlığıdır". ersoy un dine olan bitmez tükenmez bağımlılığı içerisinde bulunduğu yadırganan durumu insanlara sempatik gösterebilecek tek silahıdır. sorun transeksüel olması değildir, herhangi bir şarkıcının da kameralar önünde bu derece dindar olması (kafada tülbentlerle türbelerde dua ederken çekilmek, "rab" sözcüğünü iki cümleden birinin ortasına kasıtlı olarak sıkıştırmak, yaşının verdiği güvenle dinden-müslümanlıktan dem vurup komik duruma düşmek...) aynı derecede rahatsız edici ve gereksizdir.