bugün

adnan menderes turgut özal tayyip erdoğan üçlüsü

erdoğan her zaman kendisini menderes'in ve özal'ın varisi olarak görmekte.

menderes sovyet komünizminden korktuğu için 2 kutuplu dünyada amerikayı seçmişti. natoya girebilmek için koreye asker bile gönderdikte değerimiz genede anlaşılamamıştı. ilaveten menderes ekonomik kriz baş gösterdiği anlarda maerikadan hiçbir zaman beklediği desteği bulamadı. bir ilaveten daha; menderes'in hiçbir zaman bölgesel ve devamında küresel güç olma gibi hayalleri olmadı, zaten dönem şartlarına görede olamazdı.

özal başbakan olmadan önce 24 ocak 1980 kararlarına imza atan bürokrattı. başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde türkiyeyi bölgesel güç yapma mücadelesi verdi diyebiliriz. hatta bununla kalmadı, orta asya türk cumhuriyetlerine yönelik çok önemli tekliflerde bulundu, azerbaycanla birleşilmesini istedi ama demirel buna engel olmuştu.

özal'ın tek eksiği uzun vadeli öngörüsü çok kötüydü. saddam'a karşı büyük destek verdiği peşmergeler günümüzde bize artislik yapabilme cürretini göstermekte. yani yüz verdi deliye geldi sıçtı halıya hesabı. hiçbir zaman güvenilmeyecek peşmergelerin var olma mücadelesini tek başına yürüttü. o devirlerde el etek öptürüyordu özal bunlara ama günümüzde bu ibneler burunlarından kıl aldırmamakta. oysaki kuzey ırakta peşmerge dediğimiz bu grupların bir sikimlik amları mevcut ama nerde bizde onlara hadlerini bildirecek taşaklı yönetici.

gelelim mevcut başbakanımız erdoğan'a.

dediğim gibi kendisini menderes ve özal'ın varisi olarak görmekte. lakin özal'ın politikalarının hiçbirini gütmüyor, orta asya ve musul/kerkük politikası hiç yok.

bölgesel ve küresel güç olma iddiaları var ama buna yönelik ne yaptığı konusunda sadece müslüman dünyasının hamiliğine soyunduğunu görüyoruz. orta doğuda bölgesel güç olabilmesi için israil'e, iran'a söz geçirtebilmeli. bu konuda son derece başarısız.

sonuç olarak menderes basiretsiz, özal öngörüsüz, erdoğansa bop politikasına paralel hareket etmektedir.