bugün
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları8
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler19
- özgür özel12
- ups boobss nickli yazar21
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
- kitap okuyan erkek17
- anın görüntüsü18
- ismeti yazar yapan moderatör8
- hiç kavga oluyormu sözlükte15
- güzel kadınların problemli olması18
- gideon reid morgan jj43
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı19
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz17
- hoşlanılan kıza bayramda mesaj atmak9
- jose mourinho9
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı15
- memati192331
- moda iskelesi8
- yurtdışı çıkış harcı8
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
- insan olmaya ceyrek kala13
- hasan can kaya13
- erkeklerin hiç iltifat almaması9
- herkes fakirse neden avmler dolu9
- kitapçıya gidip dakikalarca vakit geçiren dallama9
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği12
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi15
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı30
- istanbul da yaşayan yazarlara soru10
- bazen ekmek arası salça yiyorum9
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması9
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi12
- arap milliyetçiliği24
- yetkili yapsanız da yeter11
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- tüm sözlük kölemdir25
- bamya seven insan13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler17
- travesti ile evlenmenin avantajları10
- ayet ile hadis çelişirse hadisten hüküm alırım14
- sözlük yazarlarının kaç flörtü var11
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- insanlara nasıl faydalı olurum8
- eşcinsel bir erkeğe küresel'in fotosunu göstermek11
Maçın başlamasına daha 10 dakika vardı... Mabed birden bir uğuldama ile gürledi..11 tane sarı-lacivert formalı insan elele bir şekilde santraya doğru yürüyordu... Herkesin gözlerinde hafif bir buğu vardı bu sırada... Onlardan 10 dakika sonra siyah fona zorlukla seçilebilen sarı-kırmızı renkteki formalarıyla Galatasaray çıkıyordu mabedin çimlerine..Hepsinin başı öndeydi ve uğultudan birbirlerini dahi duyamayacak vaziyetteydiler... işte maç orada, o anda bitti..Üstelik daha başlamadan...
Vestel maçını kaybettikten sonra Fenerbahçe’yi darağacına çıkaran futbol ulemaları o kadar çok şey yazıp çizdiler ki maç hakkında bizlere sadece "mabeddeki maçı bekleyin" demek düştü. Sanki Galatasaray şampiyon olmuş da Kadıköye tur atmaya geliyormuş gibi bir hava yaratıldı. Ve bu manasız hava en çok Fenerbahçe’nin işine yaradı.
ilk beş dakika içinde Galatasaray daha etkili gibi gözüktü... Ama dediğim gibi bu sadece 300 saniye sürdü.. Geriye kalan 85 dakikada sahada tek gerçek vardı. Önce Appiah klasına yakışan bir gol attı. Ardından Luciano'nun golü geldi. Fenerbahçe aslanın boğazına kementi geçirmişti ve canhıraş çırpınmalarını zevkle seyrediyordu.. Bu çırpınmaların sonuncusu Hakan Şükür’ün kafa topu oldu ve geçen haftanın en çok eleştirilen ismi Rüştü bunu çok güzel çıkardı.. Ardından kaçan gollerin ise hadde hesabı yok. Önce Tuncay yine zor olanı yapıp Alex'in al da at dediği pası dışarı yolladı; akabinde de Nobre'nin şimşek hızındaki şutu direkte patladı. Ve ilk yarı sonra erdi..
ikinci yarıya Galatasaray'ın biraz daha riske gireceğini Fenerbahçe'nin ise bu riskten faydanlanma amacıyla oyuncu değişikliği yaparak başlayacağını düşünmüştüm. Ama Daum oyuncu değişikliği yapmadı. Farktan ziyade kazanmak istiyordu...Tribünler ise 6 diye inliyordu... Ne de olsa inanmıştık çocuklara.. Derken Saidou kanımca ağır bir kararla ikinci sarıdan atıldı ve işte bu dakikadan sonra o boynundaki kementle acemi çırpınışlar yapan Aslan canını verdi. Çünkü Saidou orta sahada Fenerbahçe’nin dinamik orta sahasına karşı ayakta durabilen tek kişiydi.. Bu dakikadan sonra Galatasaray'ın orta sahası tabir-i caizse yol geçen hanına döndü.. Nobre'nin meşum sakatlığı hepimizi üzerken Anelka'nın beklenen patlamayı yapmış olması, bir gol bir asistlik performansı ve son dakika da Mondragon ve Song ikilisi arasında yaptığı futbol valsi yüzleri güldürdü. 90 dakika bittiğinde tabelada 4 gol, akıllarda direkten dönen 3 top, Alex şov ve kaçan sayısız gol pozisyonu ile birlikte, gözlerde de biriken gurur gözyaşları vardı.. He bir de unutmadan sahanın ortasında duran Hindi...
Geride oynanmamış olan 180 dakika var. Ama düşünün bakalım kim daha çok hakediyor bu şampiyonluğu. Ezeli rakibine oynadığı her maçta üstünlük sağlayıp son maçta da sahadan silen Fenerbahçe mi yoksa Fenerbahçe karşısında bir hiç olan ve bunu oynadığı her maçta gösteren Galatasaray mı... Hem ayrıca oldu da (?) Galatasaray şampiyon oldu... Bayrağındaki bu sarı-lacivert lekeyle mi sevinecekler.. Hiç utanmayacaklar mı sokaklarda gezerlerken? Fenerbahçe 3 puan geriye düştüğünde Fenerbahçe Cumhuriyeti dışındaki her yerde bayram havası esiyordu.. Öyle ki Beşiktaş taraftarı alkışlarla uğurladı Galatasaray taraftarlarını Kadiköy vapuruna binerken..Herkes kaderini ve sırasını beklesin. Haftaya Trabzon' da horon tepeceğiz... Sonra mı? Dedim ya sıranızı bekleyin...
Çünkü biz "bu çocuklara i-n-a-n-d-ı-k..."
Vestel maçını kaybettikten sonra Fenerbahçe’yi darağacına çıkaran futbol ulemaları o kadar çok şey yazıp çizdiler ki maç hakkında bizlere sadece "mabeddeki maçı bekleyin" demek düştü. Sanki Galatasaray şampiyon olmuş da Kadıköye tur atmaya geliyormuş gibi bir hava yaratıldı. Ve bu manasız hava en çok Fenerbahçe’nin işine yaradı.
ilk beş dakika içinde Galatasaray daha etkili gibi gözüktü... Ama dediğim gibi bu sadece 300 saniye sürdü.. Geriye kalan 85 dakikada sahada tek gerçek vardı. Önce Appiah klasına yakışan bir gol attı. Ardından Luciano'nun golü geldi. Fenerbahçe aslanın boğazına kementi geçirmişti ve canhıraş çırpınmalarını zevkle seyrediyordu.. Bu çırpınmaların sonuncusu Hakan Şükür’ün kafa topu oldu ve geçen haftanın en çok eleştirilen ismi Rüştü bunu çok güzel çıkardı.. Ardından kaçan gollerin ise hadde hesabı yok. Önce Tuncay yine zor olanı yapıp Alex'in al da at dediği pası dışarı yolladı; akabinde de Nobre'nin şimşek hızındaki şutu direkte patladı. Ve ilk yarı sonra erdi..
ikinci yarıya Galatasaray'ın biraz daha riske gireceğini Fenerbahçe'nin ise bu riskten faydanlanma amacıyla oyuncu değişikliği yaparak başlayacağını düşünmüştüm. Ama Daum oyuncu değişikliği yapmadı. Farktan ziyade kazanmak istiyordu...Tribünler ise 6 diye inliyordu... Ne de olsa inanmıştık çocuklara.. Derken Saidou kanımca ağır bir kararla ikinci sarıdan atıldı ve işte bu dakikadan sonra o boynundaki kementle acemi çırpınışlar yapan Aslan canını verdi. Çünkü Saidou orta sahada Fenerbahçe’nin dinamik orta sahasına karşı ayakta durabilen tek kişiydi.. Bu dakikadan sonra Galatasaray'ın orta sahası tabir-i caizse yol geçen hanına döndü.. Nobre'nin meşum sakatlığı hepimizi üzerken Anelka'nın beklenen patlamayı yapmış olması, bir gol bir asistlik performansı ve son dakika da Mondragon ve Song ikilisi arasında yaptığı futbol valsi yüzleri güldürdü. 90 dakika bittiğinde tabelada 4 gol, akıllarda direkten dönen 3 top, Alex şov ve kaçan sayısız gol pozisyonu ile birlikte, gözlerde de biriken gurur gözyaşları vardı.. He bir de unutmadan sahanın ortasında duran Hindi...
Geride oynanmamış olan 180 dakika var. Ama düşünün bakalım kim daha çok hakediyor bu şampiyonluğu. Ezeli rakibine oynadığı her maçta üstünlük sağlayıp son maçta da sahadan silen Fenerbahçe mi yoksa Fenerbahçe karşısında bir hiç olan ve bunu oynadığı her maçta gösteren Galatasaray mı... Hem ayrıca oldu da (?) Galatasaray şampiyon oldu... Bayrağındaki bu sarı-lacivert lekeyle mi sevinecekler.. Hiç utanmayacaklar mı sokaklarda gezerlerken? Fenerbahçe 3 puan geriye düştüğünde Fenerbahçe Cumhuriyeti dışındaki her yerde bayram havası esiyordu.. Öyle ki Beşiktaş taraftarı alkışlarla uğurladı Galatasaray taraftarlarını Kadiköy vapuruna binerken..Herkes kaderini ve sırasını beklesin. Haftaya Trabzon' da horon tepeceğiz... Sonra mı? Dedim ya sıranızı bekleyin...
Çünkü biz "bu çocuklara i-n-a-n-d-ı-k..."
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar