bugün
- sözlük erkeğinden damat olmaz14
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge14
- nazar değdi sözlük12
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar9
- çabuk vazgeçen insan8
- crop giyen erkek10
- sözlük kızından gelin olmaz22
- hamas bir terör örgütüdür23
- fatih terim'in yuhalanması9
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip8
- vatandaşlık farkı alan otel25
- icardi190529
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
itlâf, bir malı tamamen veya kısmen telef etme anlamına gelmektedir. Bazen uzuvlar için de itlaf tabiri kullanılır.
http://www.bilmiyorsanogr...ler/3198-itlaf-nedir.html
izni olmadan ve kanundan kaynaklanan bir yetki bulunmaksızın hiç kimsenin bir başkasının malında ve hakkında tasarruf salahiyeti yoktur. Bu sebeple, haksız bir fiil sonucu bir başkasına zarar veren kişi, zararın fahiş olmasına bakılmaksızın, verdiği zararı tazmînle mükelleftir. Ancak, itlaf veya ifsat edilen, yani tamamen veya kısmen zarar gören şeyin, mal olması, mütekavvim olması ve muhterem olması gerekir. Maddî değeri bulunmayan ve dinen muhterem olmayan, yani dokunulmazlık vasfı taşımayan şeyin tazmîni söz konusu değildir.
Gerek malın itlafında ve gerekse vücudun yaralanması veya uzvun kesilmesinde, sahibinin izni ve rızası tazmînâtı düşürür. Aynı şekilde, tazmînatın düşmesi için, izin ve rızanın önceden beyan edilmiş olması da şart değildir; malın itlafından sonraki rıza da tazmînatı düşürür.
Eşya tam olarak itlaf edilmişse ve misli mallardan olup, fiilen de emsali bulunuyorsa, bunun tazmîni mislini vermek suretiyle olur. Tazmîni gereken mal kıyemî, yani çarşıda, pazarda emsali bulunmayıp kıymetle takdir edilen bir malsa veya mislî olduğu halde emsali bulunamamış ise değeri nakit olarak ödenir. Fukahanın çoğuna göre, bazı hallerde zarar verilen eşyanın tamir edilerek eski haline getirilmesi de tazmîn yerine kabul edilmiştir. Haksız fiil sonucunda telef edilen eşyanın, telef tarihindeki kıymeti üzerinden tazmîn edilmesi gerektiği ittifakla kabul edilmiştir.
Zarar verilen eşya tamamen işe yaramaz, kullanılmaz hale gelmeyip de, sakatlamış veya değeri azalmış ise, tazmîn meydana gelen eksikliğin karşılanması şeklinde olur. Şöyle ki, mal sağlam durumda ve zarar gördükten sonraki kıymeti değerlendirilir ve aradaki fark tazmîn edilir. Ancak zarar büyük veya önemli ise, bu takdirde tercih edilen içtihada göre, zarara uğrayan kişi, eksilen değeri tazmîn ettirmek ile malı olduğu gibi zarar verene bırakıp bedelini almak arasında muhayyerdir.
http://www.bilmiyorsanogr...ler/3198-itlaf-nedir.html
izni olmadan ve kanundan kaynaklanan bir yetki bulunmaksızın hiç kimsenin bir başkasının malında ve hakkında tasarruf salahiyeti yoktur. Bu sebeple, haksız bir fiil sonucu bir başkasına zarar veren kişi, zararın fahiş olmasına bakılmaksızın, verdiği zararı tazmînle mükelleftir. Ancak, itlaf veya ifsat edilen, yani tamamen veya kısmen zarar gören şeyin, mal olması, mütekavvim olması ve muhterem olması gerekir. Maddî değeri bulunmayan ve dinen muhterem olmayan, yani dokunulmazlık vasfı taşımayan şeyin tazmîni söz konusu değildir.
Gerek malın itlafında ve gerekse vücudun yaralanması veya uzvun kesilmesinde, sahibinin izni ve rızası tazmînâtı düşürür. Aynı şekilde, tazmînatın düşmesi için, izin ve rızanın önceden beyan edilmiş olması da şart değildir; malın itlafından sonraki rıza da tazmînatı düşürür.
Eşya tam olarak itlaf edilmişse ve misli mallardan olup, fiilen de emsali bulunuyorsa, bunun tazmîni mislini vermek suretiyle olur. Tazmîni gereken mal kıyemî, yani çarşıda, pazarda emsali bulunmayıp kıymetle takdir edilen bir malsa veya mislî olduğu halde emsali bulunamamış ise değeri nakit olarak ödenir. Fukahanın çoğuna göre, bazı hallerde zarar verilen eşyanın tamir edilerek eski haline getirilmesi de tazmîn yerine kabul edilmiştir. Haksız fiil sonucunda telef edilen eşyanın, telef tarihindeki kıymeti üzerinden tazmîn edilmesi gerektiği ittifakla kabul edilmiştir.
Zarar verilen eşya tamamen işe yaramaz, kullanılmaz hale gelmeyip de, sakatlamış veya değeri azalmış ise, tazmîn meydana gelen eksikliğin karşılanması şeklinde olur. Şöyle ki, mal sağlam durumda ve zarar gördükten sonraki kıymeti değerlendirilir ve aradaki fark tazmîn edilir. Ancak zarar büyük veya önemli ise, bu takdirde tercih edilen içtihada göre, zarara uğrayan kişi, eksilen değeri tazmîn ettirmek ile malı olduğu gibi zarar verene bırakıp bedelini almak arasında muhayyerdir.
güncel Önemli Başlıklar