bugün

sansür

tam bir ironi.

sansürlenen buzlu sigara ile sansürlenmeyen sigara düşünüldüğü zaman;

sansürlü bir filmde insan buzun arkasında ne olduğunu düşünüyor, niye sansürlenmiş diye saniyelik kafa yorup sigara olduğunu anlıyor. bilinç altına direk sigara yerleşiyor.

sansürsüz olan direk içilen sigara bunu düşünmüyor. aklına bile gelmiyor sigara içtiği.

sansürlenen bir alkollü içecekte farketmeyeceğin şeyi, sansürlü iken "acaba ne içiyo lan" diye düşünmeye başlıyorsun.

aynı şekilde insan vücudu için de geçerli. sansürlü bir omuz sansürsüz omuza göre daha tahrik daha edici ve merak uyandırıcı. normal bir insan omuza bakıp tahrik olmaz. ammavelakin sansür geldiği zaman "lan ne vardı ki sansürlendi, normal omuz olsa sansürlenmez" diyip sapıklaşabiliyor.

nerede sansürlenen birşey varsa bende bir merak uyandırıyor. uyandırdığı bu merak beni düşüncelere itiyor.

sansürsüz halinden etkilenmeyecekken sansür geldiği zaman etkleniyorsun. bunun farkın da dahi olmuyorsun.

haa bu dediklerim görüntülü olan şeylerde geçerli. yeni moda olan ağızları kapatan sansür için, özgürlükleri kısıtlayan sansür için geçersizdir.