bugün

yalnız adamın gerçek olmayacak hayalleri

Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş derler ya her yerde her ortamda üstüne basa basa vurgularım ben bunu yalnızım amk yalan söyleyecek değilim dememe gerek yok zaten bunu tipime bakan biri direk anlar tipsizim tipsizde az kalır hatta çirkinim lan… ama ben böyle olmayı seçmediğim için rahatım yaradan brad pitt’ide yaratmış beni de yaratmış yani… Cem YILMAZ’ın son gösterisinde erkekler için dediği şey doğru aslında yapım hatasıyız biz… Hatamız olduğu için kadınları yaratmış yaradan, onlar hatamızı düzeltsin diye… Lan kızlara iltifat edince biri gelip seni sevecek mi diye düşünebilirsiniz… yada düşünmezsiniz ben öyle düşünmenizi istiyorum en azından buna hakkım olduğunu düşünüyorum, tipim ne kadar bunu göstermese de ben insanım lan… Tamam maymundan 5 dakika önce doğmuş olabilirim ama Allah’tan maymun değilim ona şükrediyorum… Niye yazıyorum bunları bilmiyorum belki kitap çıkarmak istiyorum yada yıllar sonra bunları okumak istiyorum… Evanescence’den Lithium fon müziğim bilgisayar saati yanlış 3:57 diyo ama gerçek saat 01:02 kısacası bir şeyler yazmak için güzel bi saat gün bitmiş olan olmuş normal insanların yattığı bizim gibi yalnız ve çirkinlerin ayakta olduğu bi saat sonuçta… Bügün de yalnızdım ömrümün çoğunda olduğu gibi yaşadıklarımı yazsam kitap olur demek istemiyordum ama yazıyorum sonuçta kitap olma yolunda ilerleyen bi yazı yazıyorum gecenin bi vakti oldu yalnızsın ne yapacaksın ya televizyon ya müzik yada okuyorsan okuma kültürün varsa kitap, gerçi bizim türk insanının öyle fazla okuma kültürü yoktur ki benimde yok ama hepimiz yazarız bir şeyleri kenara hepimiz özümüzde yalnızız yalnız olmadığımız tek vakit eğer görebiliyorsak tabii rüyalar… Göremeyen çok insan vardır çünkü gece yatarken binbir türlü tilki geçer aklından “lan bugünde yalnızım amk” diyebilir, borcu vardır “bugünü de atlattık yarın ola hayrola” diyebilir, otobüste birini görür bırak hoşlanmayı aşık olur tipsizdir benim gibi, özgüveni yoktur benim gibi, gidip konuşamaz benim gibi… “ulan gidip konuşsaydım ne olurdu sanki en fazla bi tokat yerdim amk yada yüksek sesle kahkaha atardı katıla katıla gülerdi sanki beni bir daha görecek ne kafama takacam amk ya neyse boşver nasip değilmiş “ diyebilir de diyebilir sonra o düşüncelerden sonra rüya görecekmiş peh nerdeeee… paragrafsız yazıyorum şu anda ama bu yazdıklarım kitap olursa siz paragraflı olarak okuyacaksınız tabii gidipte alırsanız bu kitabı saçma sapan bir kitapçının arka taraflarda duran tozlu rafından… yalnız kitaba giriş yapamadım halen bi yerden başlamak lazım diyip en başından başlayım da bunu yazan mal kim bi tanıyın 22 temmuz 1988’de yaz olmasına rağmen soğuk bir Erzurum gününde annemin söylediğine göre gece 12 den sonra Veli’den olma Neriman’dan doğma o zamanlarda yeterince tipsiz, çirkin ama bebek olduğum için sevilen bi tipmişim ben onların yalancısıyım… Bu arada sigara yaktım fonda çalan müzikte çok iyi Maroon 5 – This love her neyse ben konuya döneyim diyecem de tipsiz ve pis birine dönmekte içimden gelmiyor amk… Doğduktan 2 ay sonra doğduğum yerin havasını bozmayayım diye Ankara’ya taşınmışız ve işte yalnızlığımı geçireceğim 25 sene bu şekilde başladı anasını satayım. Aslında okula başlayana kadar her şey iyiydi hayal meyal hatırladığım 3 senem güzel geçti komşu kızları sağ olsun hiç erkek arkadaşım olmamıştı okula başlayana kadar kızların arasında büyüdüm denebilir belki de bu yüzden kızlardan yoksun geçiriyorum bu senelerimi “lan küçükken elinde o kadar kız vardı bi bok yiyemedin bu seferde ben nasip etmiyorum kızları sana” durumu olabilir diye de düşünmüyor değilim hani… Uzun lafın kısası Ankara Yenimahalle Gazi Osman Paşa ilköğretim Okulu’na başladım iyiki de başlamışım diyorum halen görüştüğüm ve onlarla ölüme kadar giderim diyebildiğim kendimden çok onları düşündüğüm kardeşlerimle tanışamazdım yoksa… Hiçbir zaman popüler bir çocuk olamadığım için öyle pek fazla anlatılacak bir şey yok aslında iyi basketbol oynardım da boyum o zamanlar fazla uzun değildi sonradan ne olduysa oldu… 1:85 boyum var şu anda tabii buna hörgüç’e benzeyen kamburum dahil değil… Aslında yakın geçmişte övündüğüm ama şu anda kendime sövdüğüm bir durum var sigara 12 yaşında başladığım ve birkaç kez bırakma teşebbüsüne rağmen halen bırakamadığım tek şey sigara pişman mıyım? Tartışılır babam ve 2 abim içiyordu iyi bir örnek olabilmeleri için sigara içmemeleri lazımdı armut dibine düşer demişler… Onlar ne yaşadıysa bende aynılarını yaşadım denebilir ama ben onlar ne yaşadılarsa 2 katı fazlasıyla yaşadım sigara, sorunlu gençlik ve trafik kazası onlara ilerleyen bölümlerde değineceğim şimdi konumuz sigara…
Artık başlayalım yalnızlığın güzelliklerine… Birini ölümüne seviyor musun? Eğer evet ise cevabın, benim geldiğimi ve şunları söylediğimi düşün “bırakacaksın o kızı artık sevmeyeceksin, artık görmeyeceksin onu, bütün sevgini artık kendinle yaşayacaksın” desem bırakır mısın onu diye sormama gerek yok ağzımın ortasına sağlam bir yumruk atarsın siktir git lan buradan dersin… işte bende öyle seviyorum sigarayı yalnızlığımı paylaşıyorum onunla her nerede olursam olayım o benim hep yanımda… Canım sıkıldığında, üzüldüğümde, sevindiğimde, ağladığımda, işyerinde kötü bir gün geçirdiğimde, takımım maç kaybettiğinde veya kazandığında, şu an bunları yazarken bile yanımda, sen gelip bunu elimde almak istesen ben sana neler yaparım düşünmek bile istemezsin… insan hayatını paylaşan birini bırakabilir mi hiç canından çok sevdiğini birini bırakabilir mi her durumda sarıldığı birini bırakabilir mi? Tabii ki hayır… içime doğmuş ilerde yalnız olacağım o yüzden başlamışım ona diyorum, git gide beni öldürüyor olabilir ama bir düşünün sevdiğiniz kadın da size aynısını yapıyor çıkardığı sorunlarla hızlı yaşlanıyorsunuz bende sigarama benim kadınım diyorum o da beni hızlı yaşlandırıp hastalandırıyor ve yalnızlığımı paylaşabileceğim birini bulana kadar da bırakmayı düşünmüyorum onu… ilk aşkları hep hatırlarsınız ya benim de ilk aşkım sigaram bıraksam bile onu düşüneceğim ölene kadar onun anılarıyla yaşayacağım ilk içtiğim zamanı mutlu ve mutsuz anlarımda nasıl yanımda olup beni eğlendirdiğini veya beni nasıl teselli ettiğini… ilk ve son aşkım belki ölümüm onun elinden olacak belki de bırakınca onsuzluktan öleceğim bilemiyorum ama şu an onsuz bir hayat düşünemiyorum… işte benim sigara ile düşüncelerim böyle ne kadar zararlı olursa olsun yalnızların sarıldığı ve teselli bulduğu tek şeydir o. Yalnız olmamın ve özgüvenimin az olmasının sebebinin hep tipimle alakalı olduğunu düşünürdüm ki benim yerimde olanların çoğu aynı şeyi düşünür aynanın karşına geçer ve “lan şu tipe bi bak sana kim bakar git bi kendine çeki düzen ver desen bile düzelmeyecek bi tipin var… Ulan kim bakar sana kendini avutmayı bırak artık, sen böyle yaşamaya mahkûmsun yalnızsın olum işte artık kabullen böyle yaşamayı” diyen çok insan vardır eminim bundan…

Gecenin verdiği acıyla yazılan yazı sözlük entry\'si olarak son buldu... Yine hayal olarak başladı her hayalin olduğu gibi buda suya düştü... kitap falan olur benim hayatımdan da hangi mal alıp okur onu bilmem işte... Neyse sözlük yine uzattım amk söyleceklerim bu kadar...