bugün

trt nin çıplak kadın omzunu sansürlemesi

bu ülkede bir yerlerde, olasılıkla ankara'da, trt'nin merkez binasında, önünde bir sürü ekran olan bir adam var. önünde cdler, kasetler, düğmeler var bu adamın. bunun bir de müdürü var, ayrı bir odada oturan.

bu adam oturuyor bu ekranın önüne trt'nin yayın akışındaki programları izliyor bütün gün; karanlık bir odada büyük ihtimalle, havasız, küçük bir odada. 3:10 to yuma filmini izliyor bu adam bir gün, bir sahneye gelince heyecanlanıyor, ateş basıyor bunu; bir terleme, bir titreme. hemen koşuyor müdürüne, anlatıyor bir bir gördüğü o omuzları, o çıplak sırtı, nasıl terlediğini, ateşlendiğini.
müdür hemen basıyor imzayı, sansürlensin diyor, ahlak diyor, ırz, namus, gelenek diyor.

bıyıklı bu adamlar; ikisinin de ince ince bıyıkları var. kelli felli evli barklı adamlar bunlar. işten çıkıyorlar akşamına, eve gidiyorlar tıngır mıngır; çok şükür serviste başlarına bir iş gelmiyor, ateş falan basmıyor bunları. ama eve gitmeden bir iki parça birşey almaları gerekirse fena; her yer omuz dolu, sırt dolu, kürek kemiği dolu, etek dolu; fena, çok fena!

bu adam belki alt komşunuz, belki de bakkalda karşılaştığınız adam. hala oğlunuz falan olabilir, hala oğlundan beklenir böyle işler. işte bu adam mozaikliyor omuzları, sırtları. iç dünyasını bilmiyorum bu adamın, çok acayip bir iç dünyası var bu adamın; böyle kımıl kımıl, yerinde durmaz bir iç dünyası var. müdürü de böyle bu adamın, müdürünün amirleri de böyle; hep kımıl kımıl bunların içleri.

bu adamın yaptığı mozaikler bunlar hep; bu adam hem çok seviyor işini hem de gurur duyuyor kendisiyle. kımıl kımıl bir adam, elleri terli bir adam bu.