bugün

dakar

iletinin amacı bundan sonra gidecek dostlara yardım olmasıdır. malum nadide şehirlerden biri olduğu için az bulunuyor tecrübe eden.

thy de yaklaşık 7 saat kadar süren bir hava yolculuğu var dakardan önce moritanyaya inip yolcu alıp bırakıyor ve sonra bir saat daha devam ediyorsunuz.

bizden vize istiyorlar. vizeleri de pasaportunuza vurdukları matbu kaşenin üzerine el yazısı ile vizenizi işliyorlar. havalimanına indiğinizde parmak izi ve kamera gibi bir prosedürleri var. bundan öncesinde uçakta verilen ve aynısını çıkışta da dolduracağınız bir form var ve nedense meslek vs gibi kısımları detaylı doldurmanızı istiyorlar. sonuç itibariyle kontrolden geçiyorsunuz.
havalimanı zaten şehrin geri kalanını size anlatıyor heryer pislik içinde. enteresan bir yapı var. ortada bir denetleme mekanizması varmış gibi ama yok. çıkışta valizlerinizi x rayden geçirirlerken sizi ve el bagajlarınız sormuyorlar hatta valizinize bile baktırmaadan çaktırmadan geçebilirsiniz.
bu şehirde yoğun bir hat satma merakı var daha iner inmez size yapışan dakarlılarla seyahatinizin sonuna kadar sürecek birlikteliğiniz burada başlıyor.
ingilizce onlarda yok bizde de sadece no fğanse ve mersi var* * otellerden muhtemelen en düzgünü radisson hem yeni hem temiz. diğerleri dakara göre lüks de olsa kendine has kokusuyla bütünleşik. okyanusun nemi binaların eskiliği ve bakımsızlığı insanlarında fakirliğe alışmaktan kaynaklı kirli elbiselerle gezmeye alışkanlıklarından olsa gerek o koku sizi hiç yalnız bırakmıyor.
gitmeden aşınızı mutlaka olun aşı kartınızı da unutmayın. ilaçları ben kullanmadım ama sivrisineklerle hiç münasebetim olmadı. ama etrafta sivrisinek çok biz gittiğimizde serin zamanlarıydı hava 25 30 arasıydı sivrisinekler vardı oldukça.
gitmeden yanınıza sinkov unuzu anti bakteriyelinizi alın yine de.
görülecek yerler meşhur köle adası gore adası, afrikanın yeniden doğuşu heykeli rönesans heykeli ve deniz feneri olarak 3 başlıkta toplanabilir.
yeme içme konusunda naturel ve without sos lu cümlelerinizle gayet güzel balıklar yiyebilirsiniz. bunun dışında kaliteli yerlerde güzel yemekleri mevcut. müslüman oldukları için helal kesim olduğuna güvendik ama temizliği konusunda bir tereddütümüz vardı hep ama sonuç değişmedi. yedik. *
insanları genel olarak sıcakkanlı ama fakirliğin etkisiyle çarşıda pazarda size birşeyler satmak için yapışa tipler dilenen küçük çocuklar ve genelinde fakirliğin her türlüsünü göreceksiniz.
sendega market diye bilinen bizim karaköy yada itfaiye meydanına benzeyen bir pazarları var mümkünse gitmeyin.biz 3 erkek bir tarafımızı kollayarak gezdik. ve bir süre sonra etrafımızda 8 kişi vardı onlarla beraber geziyorduk.
taksilerde taksimetre yok heryerde pazarlık var ölümüne pazarlık. 20000 cfa dan başlar sen ne veriyorsun diye sorar kesinlikle 1000 deyin. sonra 3000 e anlaşırsınız. dönüşte de havalimanları berbat. bekleme salonunda sıcak ve kirden telef oluyorduk.
giderken ve oradayken mümkün olduğunca uzun kollu şeyler tercih edin svirisineklere karşı.
küresel dünya orada da size orjinal şeyler bırakmıyor ama ağaç işlemeleri afrika kumaşları ve boynuzlara işlenmiş biblolar alabilirsiniz.
şu belgesellerde minibüsün arkasına asılı giden afrikalıları izlediğiniz şehir burası. minibüslerde cam yok bol süslü ve etrafında sarkan insanlarla dolu.
burada beni en çok şaşırtan çılgıncasına spor yapan insanlar. kumsallarda yol kenarlarında günün her saatinde insanlar deli gibi spor yapıyorlar.
giderken yanınıza euro almaya çalışın dolardan daha geçerli.
sörfden anlıyorsanız okyanusun hırçın dalgalarıyla savaşabilirsiniz. *
aklıma gelenler bunlardır.
güncel Önemli Başlıklar