bugün

edebiyat

lisedeki onca dersten biridir.

aslında düzgün yazmaya, konuşmaya, okumaya dayalı bir ders olması hasebiyle fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi beyni epey zorlayan derslerin yanında daha zevkli olması gerekirken genellikle hocaları sayesinde sıkıcı ve çekilmez bir hal alan derstir.

okuma parçalarının başındaki ''hazırlık çalışmaları'' ve sonundaki ''metni anladık mı soruları'', hocaların bunlara verilen cevap doğrultusunda artı- eksi uygulaması yapması can sıkar.

okumak, sadece okumak, gerekirse duygulanmak için yazılmış şiiri uyak ve rediflerine ayırmaya çalışmak anlamsız gözükür.

bu dersin eklentisi olan kompoziyon dersinde ekstra bir şey yapılmayıp edebiyat dersine devam edilir.
kompozisyon sınavında 40-45 dk içinde zorlama bir konu hakkında imla ve noktalamaları yerli yerinde olmak suretiyle giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir kompozisyon yazılır. ve bu kompoziyon sınavı genellikle 70 üzerinden değerlendirilir. zira daha üstü bir nota pek rastlanmaz.

liseye gelip kazık kadar olmuş genç için değil de bu dersin kökeni ve ilköğretim okullarındaki adı olan türkçe dersinde de ne bir eksik ne bir fazla aynı şeyler yapılırdı. o yüzden, bu dersin çocukları kitaplardan soğuttuğuna inanmaktayım(öğretmene göre değişir o ayrı)
güncel Önemli Başlıklar