bugün
- erkeğe ne hediye alınır23
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması11
- kanınıza rengini verir misiniz15
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik14
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
usul | akil tutulmasi
kimi yazarlar öykülerini, okuyucularının başlangıçtaki tahminlerinden farklı noktalara çekmekten ve öykü süresince onlara çeşitli sürprizler hazırlayarak şaşırtmaktan hoşlanırlar.
kurgu başarıyla oluşturulabildiği sürece bu durum, okuyucu için hoş olduğu kadar öyküye heyecanla bağlanmak açısından da olumlu katkılar sağlar. usul, böyle bir öykü ve etkileyici olduğu kadar bilimsel öğretilerle de içeriği zenginleştirilerek okuyucu açısından daha da çekici bir hale getirilmiş.
"..."Ya motoru açalım, ya yardım arayalım" sinirlenmeye başlamıştı. Hipotermi ilk belirtilerini gösteriyordu. Ölçülü davranmak için elimden gelen çabayı göstermeme rağmen benim de sinirlerim biraz biraz bozmuştu. Daha ne kadar sızlanmalarına katlanabileceğimi geçirdim aklımdan..."
ancak, burada yazarın dikkat etmesi gereken husus; aşırı bilimselliğe kaçarak öyküyü, okuyucuya birşeyler öğretme havasına sokmadan ya da bunu okuyucuya hissettirmeden kararında yapma gerekliliğini görebilmesidir. aksi takdirde okuyucu, yazarı, kendisine ders vermeye çalışan bir öğretmen gibi görür ki bundan hoşlanan okuyucu sayısı oldukça azdır.
"...Kar işte o anda, hiç uyarmadan, acımadan bastırdı. Gözkapaklarıma düşen ilk taneleri fark edemeyecek kadar paniklemiştim. Sonra, belki saniyeler içinde, topak topak karşıma yığılan kalın taneler bu rüzgarsız havada sanki yere inmeden, sürekli, birbirleri üzerine havada birikiyordu. Gözümün önündeki ıssız, ormansız, hiç oğlu hiç manzarada, kardan önce nereye bakmasını bilenin tüm açıklığıyla seçeceği silüet, alay eden bir sakinlikle inen, gittikçe kalınlaşan tül perdenin ardında usul usul seçilmez oluyordu..."
- çok başarılı bir durum tasviri, gerçekten! bulunulan ortam, o kadar güzel ifade edilmiş ki okuyucu olarak o anı sanki yaşıyorsunuz.
buna karşın,
ruhsal anlamda herhangi bir problemi olmayan, diğer bir deyişle normal insanlar için kendi işledikleri bir cinayeti anlatma süreci dehşet içerisinde olmalıdır ki okuyucu için inandırıcılığı olsun. öykü, üçüncü bir şahsın anlatımı ile yapıldığında soğukkanlı bir anlatım normal karşılanabilir elbet! fakat öykü, kahramanının ağızından anlatılıyorsa okuyucu, kahramanın bu cinnet anlarının harfiyen kendisine yansıtılmasını, an be an durumun tasvirini bekleyecektir.
"...Ömer'in yanına eğildim, alnına bir veda öpücüğü koyup boğazını boylu boyunca kesmeye çalıştım. Beklediğim kadar kolay değildi. Bıçağı ilk seferde fazla derine batırmışım, ileri geri hareket ettiremiyordum. Dehşet içinde debelenmeye çalışan, hırıltılı sesler çıkardan boğazından bıçağı çekip, bu sefer daha yüzeyden, gırtlağı ve damarları alacak kadar batırarak zorladım. Fışkıran kan karın üzerine düşer düşmez kıpkırmızı dondu. Kenardaki çuvalı alıp önce temkinle geri geri, sonra, gittikçe normalleşen adımlarla, yine kara bata çıka yürümeye başladım..."
- bu bağlamda, yukarıdaki durum tasviri, kahramanın adeta bir seri katil soğukkanlılığına sahip olduğunu gösteriyor bizlere ama bizler biliyoruz ki o bir seri katil değil. o vakit, ister-istemez sıkıntılı bir süreç yaşanıyor, yazar ile okuyucu arasında.
akil tutulmasi belli ki nitelikli bir yazar. öyküsünün yapısal kurgusunu oluşturmadaki başarısından tutun da cümlelerindeki ifade zeginliğine kadar bu durum kendisini açıkca gösteriyor. üstelik, yazım dili kurallarına uyumu da genel anlamda çok başarılı fakat dikkatimi çeken önemli bir husus; okuyucu ile temasındaki samimiyet eksikliği. bu sıkıntı giderebilirse çok güzel öyküler bekleyebiliriz kendisinden.
kimi yazarlar öykülerini, okuyucularının başlangıçtaki tahminlerinden farklı noktalara çekmekten ve öykü süresince onlara çeşitli sürprizler hazırlayarak şaşırtmaktan hoşlanırlar.
kurgu başarıyla oluşturulabildiği sürece bu durum, okuyucu için hoş olduğu kadar öyküye heyecanla bağlanmak açısından da olumlu katkılar sağlar. usul, böyle bir öykü ve etkileyici olduğu kadar bilimsel öğretilerle de içeriği zenginleştirilerek okuyucu açısından daha da çekici bir hale getirilmiş.
"..."Ya motoru açalım, ya yardım arayalım" sinirlenmeye başlamıştı. Hipotermi ilk belirtilerini gösteriyordu. Ölçülü davranmak için elimden gelen çabayı göstermeme rağmen benim de sinirlerim biraz biraz bozmuştu. Daha ne kadar sızlanmalarına katlanabileceğimi geçirdim aklımdan..."
ancak, burada yazarın dikkat etmesi gereken husus; aşırı bilimselliğe kaçarak öyküyü, okuyucuya birşeyler öğretme havasına sokmadan ya da bunu okuyucuya hissettirmeden kararında yapma gerekliliğini görebilmesidir. aksi takdirde okuyucu, yazarı, kendisine ders vermeye çalışan bir öğretmen gibi görür ki bundan hoşlanan okuyucu sayısı oldukça azdır.
"...Kar işte o anda, hiç uyarmadan, acımadan bastırdı. Gözkapaklarıma düşen ilk taneleri fark edemeyecek kadar paniklemiştim. Sonra, belki saniyeler içinde, topak topak karşıma yığılan kalın taneler bu rüzgarsız havada sanki yere inmeden, sürekli, birbirleri üzerine havada birikiyordu. Gözümün önündeki ıssız, ormansız, hiç oğlu hiç manzarada, kardan önce nereye bakmasını bilenin tüm açıklığıyla seçeceği silüet, alay eden bir sakinlikle inen, gittikçe kalınlaşan tül perdenin ardında usul usul seçilmez oluyordu..."
- çok başarılı bir durum tasviri, gerçekten! bulunulan ortam, o kadar güzel ifade edilmiş ki okuyucu olarak o anı sanki yaşıyorsunuz.
buna karşın,
ruhsal anlamda herhangi bir problemi olmayan, diğer bir deyişle normal insanlar için kendi işledikleri bir cinayeti anlatma süreci dehşet içerisinde olmalıdır ki okuyucu için inandırıcılığı olsun. öykü, üçüncü bir şahsın anlatımı ile yapıldığında soğukkanlı bir anlatım normal karşılanabilir elbet! fakat öykü, kahramanının ağızından anlatılıyorsa okuyucu, kahramanın bu cinnet anlarının harfiyen kendisine yansıtılmasını, an be an durumun tasvirini bekleyecektir.
"...Ömer'in yanına eğildim, alnına bir veda öpücüğü koyup boğazını boylu boyunca kesmeye çalıştım. Beklediğim kadar kolay değildi. Bıçağı ilk seferde fazla derine batırmışım, ileri geri hareket ettiremiyordum. Dehşet içinde debelenmeye çalışan, hırıltılı sesler çıkardan boğazından bıçağı çekip, bu sefer daha yüzeyden, gırtlağı ve damarları alacak kadar batırarak zorladım. Fışkıran kan karın üzerine düşer düşmez kıpkırmızı dondu. Kenardaki çuvalı alıp önce temkinle geri geri, sonra, gittikçe normalleşen adımlarla, yine kara bata çıka yürümeye başladım..."
- bu bağlamda, yukarıdaki durum tasviri, kahramanın adeta bir seri katil soğukkanlılığına sahip olduğunu gösteriyor bizlere ama bizler biliyoruz ki o bir seri katil değil. o vakit, ister-istemez sıkıntılı bir süreç yaşanıyor, yazar ile okuyucu arasında.
akil tutulmasi belli ki nitelikli bir yazar. öyküsünün yapısal kurgusunu oluşturmadaki başarısından tutun da cümlelerindeki ifade zeginliğine kadar bu durum kendisini açıkca gösteriyor. üstelik, yazım dili kurallarına uyumu da genel anlamda çok başarılı fakat dikkatimi çeken önemli bir husus; okuyucu ile temasındaki samimiyet eksikliği. bu sıkıntı giderebilirse çok güzel öyküler bekleyebiliriz kendisinden.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar