bugün

saçmalamada sınır tanımamak

hazır yiyici, tembel bir millet haline gelmişiz.yaşamsal faaliyetlerimizin dışında pek bir sosyal aktivitemiz, girişimimiz yok. ulu önder atatürk'ün "türk,öğün,çalış,güven" vecizesini uygulamıyoruz. bizim uyguladığımız "türk,ye,iç,sıç!"...

her partinin üniversiteye giriş sınavları hakkında bir seçim vaadi var. genç parti sınavı kaldıracağını söylüyor, başka bir parti okulları eşitliyor, başkası geliyor mesleki yönelme yapıyor... en garibi ise adalet ve kalkınma partisinin vaadi. gazetede okuduğuma göre başa geldiklerinde üniversiteye giriş sınavlarını üç senede bir internet üzerinden yapacakmış. garip bir vaad gerçekten, bunun gerçekleşmesi için bizim öncelikli olarak yüzde yüz internet hizmeti veren parti bulmamız lazım ki ondan sonra akp vaadini yerine getirsin... saçmalığın daniskası yahu!

öyle insanlar tanıyorum ki ellerinde gitar yokken solo atabiliyor, dizinde bateri çalabiliyor. hatta daha yeteneklileri de var, ellerinde gitar yokken tremolo yapabiliyorlar. millet onları gitarla bile yapamıyor, helal olsun.

kavak yelleri isimli dizide garip bir detaya rastladım. otomobilde arka koltukta oturanların görülebilmesi için ön koltuk başlıkları sökülmüş. hasta mıyım neyim?

herkesin çocukluğunu gençliğini zehir eden insanlar vardır. ahmet buhan yüzünden elindeki misketleri sayıp üç katınının bir eksiğini alan çocuklar tanıdım ilkokul hayatım boyunca.
şimdi hepsi okumuş çocuklar...

sokakta oynayan çocukların dudakları ve burnu arasında daimi bir sümük vardır. bu akan sümük yüz kiri ile birleşince emeği temsil eder. misket oynayan,gaflik kazana ellerin emeğini. kazanır,toprağı eller,sümüğü siler o eller.

fark ettim de bilbo baggins ahmet mete ışıkara'ya benziyor. fantastik dünya'nın en seksi hobbiti, kıymetlimis.

kosla sıvı reklamı yıllarca; "yapma,yapın yapın" haykırışlarıyla oynadı televizyonlarda. son yıllarda değiştirdiler biraz konsepti. pembeli kızlarımız var, psikopatlar hafif. "ben şimdi bu beyaz gömleğe çamur sürsem ne olur?", "boya da dökelim biraz" replikleriyle türk reklam sektörünün en sinir bozucu kızları oldular. daha da psikopat olsalar şöyle olurdu belki de: birinci pembeli kızımız gelir,ikincisine göz kırpar, masum teyzemizi zorla tutarlar gömleğini çıkartırlar, gömleğe işkence yapmak yerine teyzeye işkence yaparlar. o esnada pembe badili abilerimiz gelir, onlar da gömleğe işkence yapar; biri gömleğe işer, biri tükürür... yani böyle gerizekalıca reklam yapılırsa böyle gerizekalıca yorum yaparım ben.

ayşe teyze'den söz etmiyorum bile...