bugün

yılmaz özdil

Güzel, iyi yazan, hatta güzel konuşan yazar.

Ama... Şu ikide bir boşluk bırakıp alta geçip yeni paragraf yaparak, üç noktaları bol kullanarak, soru cevap yoluyla, adeta karşısındakiyle konuşuyormuş havası vererek yazması, tamam, kabul ediyorum, ilgi çekici, hoş, ancak sürekli de böyle yazınca...
Zaten köşe yazısı yazmanın ya da herhangi bir yazı yazmanın zor olan kısmı düşüncelerini "bağlamaktan" geçer. insan fikirlerini nasıl sıralayıp, alakayı hangi yoldan kuracağına karar vermekle zaman harcar. düşünceleri alt alta boşluk bırakarak sıralamak, şu an burda, yattığım yerden yapacağım en kolay iştir. Ciddiyim. Bak yapıyorum hatta:

"Sorsan yazar derler.
Neden?
Yazıyor diye...

Kimse sormaz, "yazıyor da, nasıl yazıyor?"
Çünkü burası Türkiye...

Yazmış mi? Yazmış.
Düşüncelerini paylaşmış mı? Paylaşmış.
Yayınlamış mı? Eveet.

Eee?

"Linking words" kullanmamış da, kolaya kaçmış da, basit yazmış da, direkt alta geçmiş de...
Kimsenin derdi değil.
Kimse dikkat etmez. Neden?

Burda "bilmemnebilmemne" oluyor mu? Oluyor. Başbakan çıkıp "şöyleböyle" diyor mu? Diyor.

"Şunubunu" yapan da bunlar değil mi? Bunlaar.

Eee?

Burda dikkat edilmez öyle şeylere kardeşim.
Burası bilmem neresi.
"

Ve böyle devam eder işte.
güncel Önemli Başlıklar