bugün

kürtçeye tahammül edemeyen faşo

belki ben olabilirim.

ama mesela ben türkçe'ye de tahammül edemiyorum. türklere de tahammül edemiyorum. ermenilere ve kürtlere de.

aslında ben ırklara tahammül edemiyorum. ırkçılığa tahammül edemiyorum. ırklar ve diller üstünden prim yapmaya çalışanlara tahammül edemiyorum.

mesela keşke insanlık aynı dili konuşsaydı. herkes aynı anda anlaşsaydı. mesela çıkıp ingilizce öğren diyecek aklı evvele tahammül edemiyorum şu an.

ben zaten ingilizce biliyorum; ama herkesin öğrenmek zorunda olmasına tahammül edemiyorum.

sonra ben mesela dinlere de tahammül edemiyorum, mezheplere de tahammül edemiyorum.

ben insanların inanmaya inanmasını istiyorum. din birliği değil, insanlık birliği olsun istiyorum.

insanların birbirlerini sudan sebeplerden öldürmelerine tahammül edemiyorum mesela.

bana din gibi, dil gibi, ırk gibi, mezhep gibi, gibi gibi pek çok şeyden insanlığın birbirine zarar vermesi, dövmesi, sövmesi, öldürmesi çok salakça geliyor.

ben salaklığa da pek tahammül edemiyorum. salaklıktan ziyade insanların seçemediği özellikleri için birbirleriyle uğraşmalarına tahammül edemiyorum.

aslında sorunlarım var, kabul ediyorum. çünkü ben 119 milletin insanına tahammül edemiyorum.

bana her şey yanlış geliyor, bilmiyorum.

faşist olduğumu da kabul ediyorum, çünkü faşizme tahammül edemiyorum. ben faşizm bir belaysa, onun da başına bir bela açılabileceğini düşünüyorum.

insanların sahip olduğunu zannettikleri toprakları, dağları ve tanrılarının aslında hiç onların olmadığını düşünüyorum.

ben aslında bir insanın dünya'nın kendi üstüne zimmetli gibi davranmasına tahammül edemiyorum.

gördüğünüz gibi tahammül edemediğim çok şey var ama anlatmayı uzatmaya şu satırdan sonra ben de tahammül edemiyorum.