bugün

ben bu yazıyı gerizekalı halkımıza yazdım

Gerek ergenekon gerekse balyoz davasında atatürk ilkeleri ve cumhuriyete bağlı insanlar aleyhine sürekli olarak hukukun sınırları zorlanmakta, çoğu kez de bu sınırlar ihlal edilmek suretiyle insanlar, henüz yargılama devam ederken hukuksuz bir şekilde cezalandırılmaktadırlar. bu durumu son tutuklamalarda da görmekteyiz. daha önce tahliye kararları veren mahkeme heyetinin toptan değiştirilerek yerine görevlendirilen heyet tarafından gölcük' te bulunduğu söylenen belgelere dayanılarak verilen tutuklama kararlarının da hukuka uygun olduğunu kabul etmek mümkün değildir. zira, davanın başlangıcından bu yana geçen süre, sanıkların kişilikleri, sosyal statüleri, elde edildiği söylenen delillerin karartılma ihtimalinin bulunmaması, tutuklamanın ceza değil tedbir olarak istisnai olarak uygulanması zorunluluğu gibi nedenlerle son tutuklamaların da adaletin gerçekleşmesine katkısı olmadığı, başka hesaplaşmaların ürünü olduğu kanısındayım.
Son dönemde, ergenekon, balyoz ve benzeri davalarda cumhuriyetçi laik kesim aleyhine zorlanan hukuk kuralları, tarikatlar (ismailağa cemaati davası-ilhan cihaner olayı)ve iktidara yakın kesimlerle ilgili davalarda ise bu kesimlerin lehine zorlanmakta bir çok kez aşılmaktadır. bir kesimin lehine, başka bir kesimin aleyhine olmak üzere sürekli olarak hukukun çiğnenmesi, yargının güvenilirliğini sürekli aşındırmakta, devleti bir hukuk devleti görüntüsünden uzaklaştırmaktadır.
Yargının, yürütmenin güdümü altına sokulmak istendiği ve son yasal düzenlemelerle (anayasa mahkemesi-hsyk-yargıtay-danıştay üye sayası vs.ile) bunun zemininin büyük ölçüde oluşturulduğu, bundan sonra ülkede kuvvetler ayrılığı sisteminden, dolayısı ile demokrasiden bahsedilemeyeceği, bunun aksine söylenecek her şeyin, hedefe ulaşılana kadar halkımızı oyalamak için yapıldığının şimdiden bilinmesi gerektiğini açıkça söylemek isterim.
Son yıllarda gerçekleşen olayları alt alta koyup değerlendirdiğimizde, bu değerlendirmeden cumhuriyet, atatürk ilke ve devrimleri, demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri lehine bir sonuca varmak asla mümkün değildir. bu nedenle hiç kimsenin, ülkemizde olup bitenlerin kendisi ile ilgili olmadığını düşünme lüksü yoktur. gerçekleşen olaylar yediden yetmişe tüm halkımızı ilgilendirmekte ve gelişen olaylar küçük mutlu bir azınlığın dışında tüm halkımızın aleyhine gelişmektedir.
Hukuksuzluktan az önce bahsettiğim küçük mutlu kesimin dışındaki tüm halkımız zarar görecektir. bu gün durumdan rahatsız olmayan, hukuksuzluğun karşısında durmayanlar, yarın sıra kendilerine geldiğinde arkalarında kimseyi bulamayacaklar ve halkımız hukuksuzluğun pençesinde tüm kazanımlarını küçük mutlu kesim lehine kaybedecektir.