bugün

gazoz

gazoz sadece çocukluğumuzun değil, bütün hayatımızın sihirli bir mayisidir. aile ile yenen yemeklerin yoldaşı, kurulan kalabalık sofraların vazgeçilmezidir. kola ile yıldızı barışmamış geleneksel sofraların ve taşra eğlencelerinin bir numaralı meşrubatıdır. anadolu şehirlerinin doğal dekoru tren istasyonlarının yanındaki aile çay bahçelerinin yaz ayı alternatifidir. açıkhava sinemalarının resmî içeceğidir. iddialı mahalle maçları, parasına oynanan okeyler, girilen iddialar, tutulan ladesler hep gazozunadır. gazoz, bir şenlik ve zafer ölçüsü birimidir.

yaptırdığım (yaptığım demiyorum, geniş çevrem ve çok param var, birilerine yaptırıyorum) bir araştırmaya göre, misak-ı millî sınırlarında yer alan 81 vilayetin hepsinde yerel bir gazoz markası olduğu ortaya çıkmıştır. evet bu topraklarda "üç film birden" sineması ve genelevi olmayan şehirler vardır ama kendine ait gazoz markası olmayan şehir yoktur. bu sosyologların, iktisatçıların, antropologların cevabını araması gereken bir sorudur. benim ilgilendiğim ise eskiden, eskilerden, gelenekten gelen sürüsüne bereket bu güzel markaların şimdi nerede olduğudur? markalar sessiz sedasız hayatımızdan çekilmektedirler.

bu markaları, bu taşra serinliklerini birilerinin yazması, kaydetmesi gerekiyor. ama öylesine ciddi, büyük, mühim ve tarihî isimler, kurumlar ve eserler hayatımızdan siliniyor ki gazozu düşünmek evet biraz safdillik oluyor. yine de hatırlamalı: huzur, elvan, sensun, bixi, gençler, uludağ, trakya, çamlıca, saray, fruko, kristal, zaman, zafer, sunalko, cincibir ...

duyduklarımız, gördüklerimiz, içtiklerimiz bunlardan ibaret. bir de elbette her şehrin çeşmesinden akan belediye gazozu vardır ki anlatmaya gerek yok, en meşhur markası terkos.

biz çocukken, internet yokken, piyasa bu kadar “renkli ve zengin” değilken, modern pazarlama ve dağıtım kanalları yokken işte bu kadar çok marka vardı. şimdi hayat ve piyasa kimilerine göre “daha çoğulcu daha renkli” ama çok değil üç beş yıl sonra bu markalar gidecek, sadece fanta, coca cola, pepsi kalacak. ama bu inkisarın adı da tarihe "demokratik piyasalar", "herkese açık rekabet" diye geçecek.
/...
o değil de, aramızda maalesef, küçükken gazoz şişesinin ağzını parmakla kapatıp iyice sallayıp sonra püskürtme eğlencesine katılmamış arkadaşlar var. ben bir de onlara üzülüyorum. gazozunu püskürtmeyenler "biz çocukluk yaşadık" demesinler. trene binsinler, bir anadolu şehrine gitsinler ve derhal bir gazoz içip, çocukluklarından özür dilesinler.