bugün

yesil kod adlı mahmut yıldırım

bazı cinayetlerin bile bile üstüne yıkıldığı günah keçisi olmuş bir vatandaştır. kimileri diyor ki yeşil diye biri yok hiç olmadı...kimileri'de hayır yeşil diye biri var diyor bunun içinde ergenlikle suçlanıyor.

dünyanın her yerinde büyük-küçük her devlet kendi iç güvenliği doğrultusunda bazı cinayetler işlemek durumundadır ve bunun içinde güvenilir ağzı sıkı istihbarat elemanları ve tetikçiler kullanırlar. yeşilde hem istihbarat ayağında hemde tetikçilik kısmında görev yapmıştır. bir çok eski devlet adamının ve istihbarat şefinin adını zikretmesi tesadüf değildir. hadi diyelim bu adam sahte yeşil- Mahmut Yıldırım diye biri hiç olmadı baştan aşağı senaryo yaşananlar. tek bir senaryo üzerine 70 tane kitap yazılmaz yazılsa da tutmaz. burada yeşili övmem söz konusu bile değil böyle düşünülmemesi gerek. bu adamın işlemediği cinayetler de bu adamın üzerine yıkılmıştır çünkü deşifre olan - kendine deşifre eden bir kontrgerilla elemanıdır. derin devlette yada adı her ne ise gayet mantıklı bir biçimde her cinayete yeşili sürüklemiştir "bu da yeşilin işidir" demiş yada başka birilerine dedirtmiştir. mesela emekli astsubay hüseyin oğuz diye bir adam saldılar ekranlara güney doğuda ortalama 4 yıl görev yapmış yeşil ile hiç tanışmadığını ancak bir çok cinayeti onun işlediğini devamlı dikte ediyor yeşilin adı geçen programlarda. bence doğru bir strateji devlet olarak bende tek bir kişinin günah keçisi yapılmasını mantıklı bulurdum.

aynı şeyler Susurluk kazasından sonra tbmm de kurulan komisyonunda'da da oldu. bilinçli olarak yeşilin adını öne çıkarıp diğerlerini sakladı herkes. susurluk komisyonunda hanefi avcı, mehmet ağar, korkut eken, hüseyin oğuz gibi bir çok adam ifade verdi hepsininde dilinde yeşil adı ön plandaydı sebebi'de zaten deşifre olmuş basında adı geçen, bir vesikalık fotoğrafı bile ekranlarda gösterilen, hakkında mecliste gen soru verilen, bir adamın gizliliğinin kalmamış olmasıydı. yıllardır kullanılan ajan-tetikçi bir anda silinir atılır devlet "tanımıyorum" der "evet bazı birimlerde görev yapmış olabilir, haber elemanıdır der" sıyrılır olan yine deşifre olmuş kişiye olur.

1997 yılında bingöl emniyet müdürü olan Yavuz Toker 2000 li yıllarda bir dergiye yeşil le ilgili bazı açıklamalar yapmıştı. yeşilin tkp/ml partizan adlı yasa dışı örgüte katılıp dağa çıktığını ve bunun devletin resmi kuruluşlarına da yazı ile bildirildiğini söylemişti. zaten 1997 yılından sonra kendisi ile kimse irtibat kuramamıştır doğruluk payı vardır. yeşil zaten kürt kökenli bir vatandaş ve yıllarca tetikçiliğini yaptığı hayatından ödün verdiği devlet tarafından dışlanmak zoruna gitmiş ve tkp/ml partizan örgütüne katılmış olabilir.

velhasıl kelam bu adam masal kahramanı değildir. ancak işlemediği cinayetlerde "nasıl olsa yeşil var" diye onun üstüne de atılmıştır.