bugün

söykü dergisi sayı 5 oda

hayırlı uğurlu olsundur.

bandini'nin de şuradaki (#14750403) çok önemli tespitlerini de arkama alarak yazılacak bu yeni öykü hakkında birkaç söz etmek istiyorum küstahça:

elbette yazmak bir sevda, bir yetenek. büyük yazarlar asla kendilerine yazmadıkları için büyük oldular. ya da yaşamadıkları, yaşayamadıkları için yazdılar. ve kimse de o insanlara dayatmalarda bulunamadı sen şöyle yaz böyle yaz diye. onlar sadece okundular ve hayran kalındılar.

bizler de şimdi büyük yazarlar olmadığımız için, büyük yazarların gördüğü muameleyi görmediğimizde tepki vermemeliyiz. (yazar burada az sonra söyleyeceklerine alt yapı hazırlıyor. hınzır seni)

bizim gibi can çekişen (ya da beni gib, sizleri tenzih ederim) yazarların en büyük avantajları "öğrenmek" tir. birbirinden öğrenmek, fikir alışverişir yapmak. eleştiri duymak, eleştiri yapmak. cesurca eleştiri yapmak.

eleştiri yazarın üslubuna da olabilir, tekniğine de, temayı işleyişine de. ancak bizler yine de üslup bir özgürlüktür deyip, o noktayı atlıyoruz.

ancak söylenmesi gereken önemli bir kısım var ki, bu öykülerin söykü projesine katacağı kaliteyi büyük oranda etkileyebilme niteliğine sahiptir.

bir tema öyküde nasıl işlenir? hepimiz bu yaşımıza kadar okuduğumuz öykü kitaplarından az çok ne nedir biliyoruz. öyküde neler önemlidir mesela?

-karakterler (roman karakterleri gibi detaylı olmasa da tutarlı olmaları)

-olay örgüsü

-kısalık (ne çok kısa ne çok uzun. ingilizcede öykü ile roman arasındaki yazılara novella derler. amerikan edebiyatında bunun bir örneği hemingway'in yaşlı adam ve deniz'dir. novella için otoriteler sayfa sayısı belirlemişler. çoğusuna bu saçma gelse de orta yolu bulma adına iyi bir fikir olarak düşünmüşler. tabi yaşlı adam ve deniz'i örnek alacaksak, öykülerimizi çok daha cesurca uzatabiliriz)

-temanın işleniş tarzı (dil üslubundan ziyade konunun yani olay örgüsünün zaman-mekan-karakter arasındaki dengeyi sağlayabişme ve tutarlılığı yakalayabilme tarzı, tekniği)

temanın işlenişi aslında kemik eylem. temanın işlenişi kafada birkez kurgulandı mı öykü ne kadar uzun ya da kısa olacak hemen kendini belli eder. olay örgüsü de bu şablondan sonra çeki düzen verir kendine. çok dal budak salmaz. ona da söz geçirilir. ve karakterler de bu temaya göre yerli yerince oturur. yani sondaymış gibi görünen (önem açısından) temanın işlenişi aslında (bence) en önemli etmen.

tam bu noktada, bu projeye destek verecek tüm arkadaşlardan ricam; lütfen yazmaya olan değeri, yazmayı istemenizle gösterdiğiniz değerden daha üstün tutun. göstermekle kalmayıp uygulamaya da geçin. geçin ki bizler gibi acemiler de birşeyler öğrensinler. demek istediğim şu ki; oda teması ise tema, bunu nasıl profesyonelce hikayenin kilit noktalarına yerleştirebilirimin peşine düşelim önce. eğer şu öykülerde karakterler ya da zaman-mekan çok ağır basarsa ancak tema zayıf kalırsa, bizler (söykü seçmece kurulu) o öyküye düşük değerlendirme yapmak zorunda kalırız.

adam mesela şahane bir öykü yazıyor ama temanın işlenişi çok zayıf. neredeyse yok gibi. ben kaleme haksızlık olmasın diye değerlendirmemi yüksek tutuyorum ama tekniğin (temanın) zayıflığı en önemlisi olduğu için değerlendirmeler düşük olabiliyor. bu da benim gibi diğer seçici yazar arkadaşların da işini zorlaştırıyor.

hepimiz öğrenciyiz (yazma noktasında) hepimiz öğreniyoruz. birlikte öğrenelim, ilerleyelim derim ben. umarım açık olabilmişimdir. daha net olalım, daha usta olmaya çalışalım, daha kaliteli bir seviyeye getirelim şu projeyi.

bu projeyi kendi kendine çok fazla ciddiye almış yazar,
sevgilerle,
ischam