bugün

kapitalizm krizin kendisidir

kapitalizmin doğası gereğidir.
kriz, kapitalizmin ahlaki bir nitelemeden bağımsız olarak, kendi kuralları kapsamında başarıya ulaşması demektir.

şöyle ki; kapitalizmin var olma dinamiği; sermayenin birikimi ve merkezileşmesi üzerine temellidir. bu da tekel ve oligopollerin gerek kapitalist doğal seçilim, gerekse dış müdahale yoluyla beslenmesi gerektiği manasına gelir.

sermayenin seçkinlerin elinde toplanması demek, onlarla orantısız rekabet koşullarına giren çok sayıda daha küçüklerin, iflas, el değiştirme yoluyla piyasadan silinmesi demektir. bu da demektir ki para-meta dolayımında adaletsizce bir akışkanlığın var olduğudur. az sayıdaki seçkin finans kapitali domine ettikçe, çoğunluğun fakirleşmesi kaçınılmazdır.

bu da öyle bir paradokstur ki; kapitalist sistemin tek başına kusurlu, eksik ve yanlış bir sistem olduğunu kanıtlar.
şöyle ki;

çoğunluk fakirleştikçe, üretim araçlarının mülkiyetine sahip üretken ve ticari kapitalistlerin ürettikleri mallara olan talep düşmek zorundadır.çünkü o mallara ihtiyaç duyan kesimin alım gücü düşmüş olacaktır. bu durumda üretkenin elinde aşırı stok birikir ve meta paraya dönüşemez sonuçta sermaye birikimi bu sürecin sonunda kısır döngüye girer.

hülasa sistem döngüsü; var olma koşullarının temellendiği şartın mükemmel işlemesi sonucu entropiye girmektedir. *
bu da böyle bir anımdı...