bugün

(bkz: iktisat notlarından alıntılar)
kapitalizmin doğası gereğidir.
kriz, kapitalizmin ahlaki bir nitelemeden bağımsız olarak, kendi kuralları kapsamında başarıya ulaşması demektir.

şöyle ki; kapitalizmin var olma dinamiği; sermayenin birikimi ve merkezileşmesi üzerine temellidir. bu da tekel ve oligopollerin gerek kapitalist doğal seçilim, gerekse dış müdahale yoluyla beslenmesi gerektiği manasına gelir.

sermayenin seçkinlerin elinde toplanması demek, onlarla orantısız rekabet koşullarına giren çok sayıda daha küçüklerin, iflas, el değiştirme yoluyla piyasadan silinmesi demektir. bu da demektir ki para-meta dolayımında adaletsizce bir akışkanlığın var olduğudur. az sayıdaki seçkin finans kapitali domine ettikçe, çoğunluğun fakirleşmesi kaçınılmazdır.

bu da öyle bir paradokstur ki; kapitalist sistemin tek başına kusurlu, eksik ve yanlış bir sistem olduğunu kanıtlar.
şöyle ki;

çoğunluk fakirleştikçe, üretim araçlarının mülkiyetine sahip üretken ve ticari kapitalistlerin ürettikleri mallara olan talep düşmek zorundadır.çünkü o mallara ihtiyaç duyan kesimin alım gücü düşmüş olacaktır. bu durumda üretkenin elinde aşırı stok birikir ve meta paraya dönüşemez sonuçta sermaye birikimi bu sürecin sonunda kısır döngüye girer.

hülasa sistem döngüsü; var olma koşullarının temellendiği şartın mükemmel işlemesi sonucu entropiye girmektedir. *
bu da böyle bir anımdı...
finans sektörü ve hükümet ilişkileri ekseninde finansal sektörün çıkar ilişkileri ve lobicilik faaliyetlerini inceleyecek olursak kriz öncesi, kriz ve kriz sonrası dönemin; orta ve düşük gelirli tabakalarda neden yıkıcı bir etki yarattığı (ki bu piramidin yüzde 80 i demek) ve piramitin en üstünde bulunan kesime ne denli kazanç sağlayan bir süreç olduğu anlaşılabilir.
konuyu açmak gerekirse; am göt meme. işte bütün olay bu.
okuyan mı var anlatalım amk.
krizin olmadığı bir ekonomi sistemi ancak ve ancak ateşli hastalık sonucu üretilen bir düşünce olur. öyle bir dünya yok.

bakın arkadaşlar, bu tarz süslü ve içi çürümüş kapitalizm eleştirilerini bırakın. kapitalizm dışında bir model gösterin bakalım. singapur, japonya, güney kore, tayvan,almanya, fransa, ingiltere, norveç, isveç,isviçre,hollanda ,kanada amerika hatta çin.

bu ülkeler kapitalizm sayesinde bugünkü hallerine ulaştırlar. liberal ekonomi uygulayan ve hukuk sistemini oturtan ülkeler işi kotardı. çin daha tam olarak liberalleşmedi ama serbest piyasanın nimetlerinden yararlanmasını bildi. bakın singapura. tam bir yatırım ülkesi. finans sistemi yatırımcıya güven veriyor. asya kaplanlarından biri konumuna geldi. nasıl oldu ? hiç mi merak etmiyorsunuz ? o sabah akşam sövdüğünüz liberal ekonomi modeliyle oldu. sosyalizmle vs değil.

yapmayın arkadaşlar. şu romantik solculuktan bi sıyrılın. gerçekleri kabullenin. akıllı adımları atan ülkeler için kapitalizm çok büyük bir fırsattır.