bugün

mezhep

kültürel fark, insan faktörü, menfaat ve saire şeyler nedeniyle ortaya çıkmış durumdur.
islam da hz. osman'ın öldürülmesi ve hz.ali'nin hilafeti sırasındaki tarafsızlık ve iki taraftan birine taraf olma hadisesi meydana geldikten sonra hz.hüseyin'in şehit edilmesi emevi haksızlıkları derken şia ve ehli sünnet anlayışları oluşmuş özellikle şia kendi içerisinde daha çok bölünmüştür. mesela şianın ismailiyye kolu 4.imam'ın ölen çocuğunu ölmemiş kabul edip geri dönecek gaip imam olarak ve kur'anı batıl yorumlamalarla mezhep ve hatta ülke kurmuştur (bkz: fatimiler) 6.fatimi halifesinin ilahlık iddiasına binaen inananların varlığıyla hala var olan dürzilik ortaya çıkmıştır. yani özellikle şia içerisinde bölünmeler zincirleme gitmiş ve bir çok mezhep ortaya çıkmıştır. menfaat odaklı sapık mezheplerin uç yorumları nispeten mutedil ve çoğunluk olan şia kollarınca (caferilik, zeydiyye) da dışlanmıştır ve hiçbir zaman uzun süreli ciddi bir kitle olmamışlardır. ehli sünnet anlayışından pek fazla absürd mezhepler doğmamıştır benim hatırladığım dağlılardan oluşan yezidiler var.
mezhep deyince ilk aklımıza gelen ameli mezhepler ise (hanefilik, malikilik, hanbelilik, şafilik) ibadet ve uygulamalarda bir takım farkları kapsar inanış anlamında hepsi birdir.
ayrıca özellikle insan iradesini çok fazla vurgulayan mutezile mezhebi günümüze şianın en mutedil kolu olan zeydiyye haricinde taşınmamıştır.
imani konularda yine maturidi, eşari, gazali gibi kelamcılar ehli sünnet dairesinde değer görür.

sapık mezheplerin ortaya çıkması ve hz.ali'nin soyunun imam olması fikrine binaen mezhep kavramı müslümanların dini algılayış çerçevesinde birliğin sağlanması adına genel kabuller etrafında birleşme ihtiyacına binaen ortaya çıkmıştır. ehli sünnet mezhebi esasen mezhep adı altında kabaca gerçek islamı temsil eden çoğunluğu oluşturan yapıdır. imam hanefi ben mezhep kuruyorum diye mezhep kurmamıştır, o çevrenin en alimi olarak fikirleri rağbet görmüş etrafında toplanılmıştır. özellikle emeviler döneminden kalma uydurma hadislerde islamın içine sızmış ve alimlerce hadislerin kıymet derecesine göre hareket edilmektedir.

yani islam tektir ama bir takım yanlış inanışlara karşı ehli sünnet anlayışı (çoğunluk) duruşu ortaya çıkmış bu da mezhep olarak adlandırılmaktadır. genel olarak ehli sünnet anlayışı da son dönemlerde daha kur'an merkezli yorumlarla yaklaşan alimlerce içine sızmış bir takım hurafeler ve yanlış ameli yorumlardan da temizlenme sürecindedir. buna direnen katı gelenekçi çevreler her ne kadar en ufak farklı görüşe şiddetle karşı çıksalarda ilk dönem alimlerinin kendi yorumlarını en hakikisi budur diye sunmadıkları malumdur.