bugün

akp hukumetinin ekonomi politikasi

(#936186) numaralı entry'ye ek olarak; devralındığında var olan 240 milyar dolarlık iç-dış borç toplamını, 380 milyar dolar seviyesine çıkarmak, imf'e olan borcu 10 milyar doların altına çektik diye övünmek, ancak 140 milyar dolarlık artıştan tek kelime konuşmamak, üstelik bu borcu arttırırken, tüpraş, türk telekom, tekel gibi kurumları, bir çok hazine arazisini 3-30 paraya haraç-mezat satarken yapmak, -çoğunluğu serbest ekonomiye geçilen 1980 sonrasında olmak üzere- 80 yılda verilen cari açık toplamına iktidarlarının 3. yılında ulaşmak ve 4,5 senede 30 milyar dolara yakın cari açık vermek, milli bir ekonomi oluşturamamak, kemal derviş politikasına aynen devam etmek, tek başına iktidar oldukları için istikrar olmasını, kendi iktidarlarına bağlamak -en uç perdeden konuşmak gerekirse, işçi partisi de tek başına iktidar olsaydı, istikrar olurdu, en çarpıcı örnek, italyan ekonomisi güçlüdür fakat, devamlı koalisyon olduğu için istikrar yoktur- her seferinde ekonomi hesabını çay, simit, makarna üzerinden yapmak -dünya üzerinde hiçbir ciddi devlet yöneticisi ekonomi hesabını çay, simit, makarna ile yapmaz... benim halkım daha çok makarna yiyor demek, benim halkım daha da fakirleşti demektir...- gelir dağılımındaki makasın artması, bizzat devlet bakanı ali babacan tarafından itiraf edildiği/açıklandığı üzere, 4,5 yıl boyunca ekonominin kanını emen kayıt dışı ekonomide hiçbir şey yapamamak/yapmamak... var olan tek olumlu şey; istikrar... bu da akp hükümeti'nin başarısı değil, tek başına iktidar olmanın başarısıdır...