bugün

cep telefonu yokken nasıl yaşardık

Cep telefonu yokken düşünülenin aksine daha sosyal, daha yapıcı, daha düzenli yaşardık. Biriyle buluşmak istediğimizde gider kapısını çalardık. Çoğu zaman kapıyı annesi veya babası açardı. Onlarla da muhabbet ederdik, şimdi hiçbiri kalmadı. Bir plan yapıldığı zaman saat 5'te pastanenin önünde diye anlaşır 5 olmadan herkes buluşmuş olurdu. Cep telefonları olunca allak bullak oldu tabi her şey. Yarın 12'de bekliyoruz seni Güvenpark'ta. 11.30 gibi telefon gelir. Biz biraz gecikebiliriz sen direk Bahçeli'ye geç. Eh hadi ona da tamam. Üstüne bir telefon daha, bizim iş uzadı siz ordan arkadaşlarla direk pese geçin biz geliriz. Başlarım böyle aşkın ızdırabına dedim isyankar bir tavırla. Aşk demişken ayda 10000 mesajımızı dolduralım, ayrıldığımız vakit hemen mesajlaşmalara başlayalım derdi de yok tabi.neden bu kadar geç cevap yazıyorsun gibi saçma suçlamalara maruz kalırsınız. Hızlı yazmaya çalışırsınız. Bu sefer de ters bir söz söyleyip bir anda neye uğradığınızı şaşırırsınız.Neticede Hasreti de tadıyla yaşamak lazım. Sonra hiç açmak istemediğiniz telefonlar elbette ki vardır, bu zat-ı şahaneler sizi ısrarla ararlar ve açmak zorunda kalırsınız. Sonra bir anda kendinizi bir organizasyonun içinde veya bir şeye söz vermiş olarak bir yükümlülük altına girmiş oluverirsiniz. Telefon hayatımızı hızlandırıyor iyi hoş da ben şahsen hızlı yaşamak istemiyorum. Telefon denen bu kutu sizi bir prestij sahibiymiş gibi gösteriyor zannediyor olabilirsiniz. Belki gerçekten bunu da kaile alan kızlar da vardır. Çok doluyum bu konuda bu nedenle cümleden cümleye atlamış olabilirim kusura bakmayın. Ben 2002 senesinden beri telefon kullanmıyorum. Yaşasın özgürlük. Kimse nerdeyim, nasılım, yaşıyor muyum bilmiyor. istediğime ben ulaşıyorum istemediğim zaten ulaşamıyor.