bugün

teoman

http://fizy.com/s/3ehnf3

sevilendir.'Saçların mı ıslak yoksa, ıslak mı yaşamak dedim, Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?' derken bilinmeyene onunla birlikte aşık olur; 'Aşkı tatmadan daha, Onla sarhoş olmadan, Hiç sevişmeden daha, Şimdi ölmek istemem daha hiç gülmeden' derken kaçırılanlara, imkansızlıklara, zamansız gidişlere üzülür; 'bu hayat da bizi böyle yakamızdan tutacaksa,'hadi böyle yaşa'derken kalbimize sormuş mu ?' derken kadere ve değiştiremediklerinize isyan eder; ''ama sen farklısın'dedim, dedin ki sense 'dikkat et sadığımdır sadece kendime!' derken sizi sevmediğini bildiğiniz ama aşık olduğunuz kişileri anımsar; bazen 'yalan söyleme bak gözlerime bitmiş olamaz, yokla ceplerini aşk kırıntıları kalmış olmalı biraz!' deyip aşkta aciz olur, bazen bir başkasına ' aşk kırıntısıyla doymaktansa, tek başıma aç kalırım bu hayatta!' deyip gider; 'Senin için saklayıp, sana getirip, Anlattığım her şey Artık çok boş geliyor, Yalan tüm kelimeler' derken birine çok yakınken uzak olma durumuna vakıf olur; 'Senden önce senden sonra, Daha kaç vücut gerek bana, Benim seni unutmama?' derken aşık olduğunuz kişiyi miladınız yapar, ayrılık sonrası her şeyi, herkesi denediğiniz halde dönüşünüzün O'na olduğunu canınız acıyarak görür; 'dursun ister dönsün dünya etrafında, hiç farketmez çünkü artık sen yoksun ya' ayrılığın ateşiyle kavrulur, birinin gidişinin ardından her şeyin ne kadar anlamsızlaşabileceğini iliklerinizde hisseder; 'bana yoksun biliyorum, usul usul eriyorum, kararıyor gözlerim hep yorgunum' derken imkansızlığı özümser; 'birbirimizi düşünüp başkalarıyla sevişirken' derken çaresizliğin dibine vurur, sessizliğinizle isyan eder; 'Sen hep güzelsin, Benimse içtiğim her bir damla yaralarıma vurmuş.' derken her sarhoş olduğunuzda kanayan yaralarınızla eski sevgilinizi yad eder; 'unutamadım, unutamadım, ne olur anla beni!' derken sesindeki hüznün içine girer, unutamadıklarınızı bir kez daha özlemle anar; 'bu aşk, bizi nereye kadar savurursa, o kadar acıtacak canımızı, ama olsun.' derken savrulmayı ve yara almayı göze alır; 'senle ben hep böyle kalacağız, gitgide eriyip yok olacağız, yavaş yavaş' derken ölmek için kendinize güzel bir gün seçer; 'biliyorum artık çok zor çok, kuracak yeni bir hikayem yok' derken tükenmişliğinizi kabul eder, 'boşver, kanasın' der; 'Sen ilacımsın,susuz yuttuğum, Bir türlü gitmeyen ne yapsam da boğazımdan' derken 'hem yarabandım, hem yaram' dediğiniz kişiye seslenir; 'Dedim, benim kadar yalnızsan, Tek gecelik bir aşksan, Omuzlarına abanan Bir anıdan kaçıyorsan, Dibe vurduysan Ya da hala düşüyorsan' ile kıymetsizliğinizi ve geçmişten kaçışınızı hisseder; 'Mavi Kuş ile Küçük Kız'ı bir başkasına aşık olarak söylediğini bilip nefret eder; 'kulaklarım patlıyor sessizliğinden' sevilenin susuşundan nefret eder; 'nasıl anlasınlar seni beni acıkmadan yiyenler, uyumadan önce ayaküstü terlemeden sevişenler' derken mantığıyla yaşayanların sizi asla anlayamayışından dem vurur; 'bir bulut saklıyor sanki akacak yaşları uykusuz gözlerimden, bir vapur kalkışı, bir başka zoraki firar verdiğim sözlerimden' kaç sözünüzü bozduğunuzu acıyla hatılar; 'uyumadan uyandım, yine aynı dünyaya, karar verdim kalmaya..' derken intihardan vazgeçer; 'Ve çok hırslıydım zaten bende o yüzden de yağmaladım seni' pişman olur; 'bileyim ki baharda ben boşuna ölmedim' ile yaptıklarınızın bir b.ka yaradığını bilmek ister; 'sonra kendime baktım tıklım tıklım yalnızdım'la yalnızlığın gözüne vurur; 'bakmış ne geçmiş geçmiş, ne gelecek gelecekmiş' aynılığa hapsolur; 'Her zaman kolay değil Sevmeden sevişmek, Tanımak bir vücudu yavaşça öğrenmek, Alışmak ve kaybetmek' tek gecelik ilişkilerinizi düşünür; 'Her baharda varolmayan birine aşık olup, Hiç varolmamış bir dünyayı Gerçekmiş sanıp.' gidenlerin nasıl da hiç olmamışlarcasına kaybolduklarına şaşırır; 'Ben hep seni beklemişim, Bu günlerde farkettim' derken aşktan kör olur; 'Aşk uyudu ranzalarda, Düşler eskidi gitti, Islığıma gömüyorum, Kalbimdeki sözleri' ile konuşacak milyonlarca şeyiniz varken susar; 'hala aşkta umudun varsa, her baharda, yağmurda, hala aşkta umudun varsa,aşk da zaten tesadüfen' ile tesadüfünüzü anımsar; bir otobüse hiç binmemiş olsanız ya da o otobüs kırmızı ışıkta durmuş olsa tesadüfün olmayacağını veyahut 0,01 fazladan puanınız olsa da farklı bir bölüme girmiş olsanız karşınıza O'nun hiç çıkmayacağını ve son yıllarınızı ve hatta hayatınızın geri kalanını nasıl da farklı yaşayacağınızı hayal eder; 'kalbimi söktüm seni kazıyım derken, ta en derinden, iliklerimden' il unutmaya çalışırken/ unuturken kalpsizliğe yelken açar; 'Başka türlü birşey bu, Yalnız seni isteyen' ile aşkın tanımını yapar; 'Ben her şeyi onun için, onun Yanında yaparken, O hepsine uzaktan bakardı bir yabancı gibi.' bir ilişkide daha çok seven taraf olmayı tecrübe eder; 'kaldı gözlerimde tuzuyla o sevgili hatırası kamburumda kahrediyor beni' eskimeyen eski sevgiliye lanet eder; 'Öyle büyük ki inan doktor içimdeki boşluğum, Ne koyarsam koyayım hiç dolmuyor' ile hastalığınızı idrak eder, dolmayacak olan boşluklarınızı kabullenir, maskelerinizi raflardan çıkarıp her gün bir yenisini yüzünüze takar, mutsuzken mutluymuş gibi yapabilerek oscarı hak eder ve 'En sevdigi renk mor olan kadin' ın size yazıldığını düşünerek/bilerek gittiğinizde ardınızdan onun çalınmasını istersiniz.

teoman anılarınızın, hayatınızın bir yerinde bir köşe taşıdır. acınızdır, hüznünüzdür, kaybetme korkunuzdur, kabullenmişliğiniz ve aynı zamanda isyanınızdır. kalkıp toparlanmayı da, s.ktir çekip dibe çökmeyi de zamanı gelince beraber yaptığınızdır. doğum günüymüş, kutlu olsun!