bugün

the golden age

orijinal ismi l' age d'or olan, don luis tarafından 1930 yılında çekilen kinik başyapıt.(başlığı ingilizce karşılığına yönlendirmek de artık nasıl bir saçmalıksa...) burjuvazinin her türlü değeri ve modern dünyanın norm olarak aldığı her değere karşı çıkan bu başyapıt tam 50 yıl yasaklı kalmış, bunuel ölmeden kısa bir süre önce ancak tekrar gösterilebilmiştir. david lynch' in eraserhead' ini şaşırtıcı bulanlar ondan neredeyse 50 yıl önce çekilmiş bu olağanüstü filmi görseler şok olurlar herhalde.

---spoiler içermesi muhtemeldir---

filmde başrol olarak gördüğümüz erkek karakter başlangıçta vandal bir güdüyle herşeye karşı yıkıcı bir tavır sergiliyor gibi görünsede daha sonra filmin bir rüya sekansının ortasında geçtiği vurgusu ve karakterin daha kinik bir tavırla tüm burjuvazi düzenine karşı olduğunu anlarız. bu karşı çıkış eşliğinde hayvani dürtülerinin peşinde bir hedonist değil, aslında bir nevi topluluk içinde kendizabriskie point' ini bulmaya çalışan bir hayalperest olduğu görülür. kadın karakterde de aynı değişim olur gibi görünse de bu durum sonradan bozulur. çünkü o sonuçta aynı düzen içindedir ve yatağında gördüğü bir ineğe bile şaşıramayacak kadar aptaldır. toplumda başı çeken ve aristokrat görünümlü tüm değerler ve tabular filmde alaşağı edilir.

malikanede verilen baloda herkesin içinden geçen bir at arabası yada içeride çıkan bir yangın kimse tarafından görülmez iken kendi sınıflarından birisinin sigara tabakasını yere düşürdü diye bir çocuğu öldürmesi normal karşılanır. bunun yanında yoğun br şekilde cinsellik barındıran filmde bunuel bunu öyle ustaca yapar ki inanamazsınız. iki sevgilinin birbirlerinin ağzına ellerini sokarak bundan büyük haz alması federico fellini başyapıtı la citta delle donne' nin giriş sekansındaki trenin tünele giriş metaforu kadar ustaca bir hamledir. bunun yanında 1930 yılında yoğun bir sansür kurulunun onayından geçen filmlerin arasına böyle ustaca sızan bu film gösterime çıkmayı başarabilmiş ama daha ilk gösterimi bile tamamlayamadan indirilmiştir.

girift kurgu tekniği ve serbet imgelerle yürüyen filmin sinemanın altın çağı olarak görülebileceğini ve çift yönlü bu ironik ismin de luis bunuel ile salvador dali' nin dehasını ürünü olduğunu da ekleyelim.

rahipler tarafından çalınırken seyircilerin yoğun bir ilgiyle izlediği keman simgesinin ana karakterin tekmeleyerek aşağıladığı keman olmasından camdan fırlatılan noel ağacı ve papa(!) gibi birçok ilginç sahnenin olduğu filmi bazen takip zorlaşır ve yoğun ezoterik anlam içinde boğulabilirsiniz.

son olarak daha sonra pier paolo passolini tarafından uzun uzadıya anlatılacak konuya bağlayan don luis, sodomi ve her türlü şehvet içeren, türlü sapkınlığın döndüğü bir şatodan isa' yı çıkartır. üstelik isa sağ kalan kızlardan birini tekrar içeri girerek öldürür ve görevini tamamlar. o dönemde böyle bir sahneyi çekebilecek tek kaçık herhalde bunuel' dir. zira 1975' te salo o le 120 giornate di sodoma' yı çeken passolini faşist gruplar tarafından başının üzerinden araba ile geçilerek öldürülmüştür.

---spoiler içermesi muhtemeldir---

sonuç olarak sürreel bir başyapıt olan l'age d'or sinema tarihinde altın bir çağı açar. belki de hiçbir yönetmen bu derece cesur bir film çekmemiştir ve çekemeyecektir.